
Kaos Dolu Bir Yazın Ardından: OpenAI Geri Dönüyor
OpenAI, son dönemdeki en iyi haftasını geçirdi ve buna gerçekten ihtiyacı vardı.
San Francisco merkezli şirket, daha çok ChatGPT ile tanınıyor, ancak Haziran ve Temmuz aylarının çoğunu olumsuz manşetlerle geçirdi. Önce yetenek avı geldi: Meta CEO’su Mark Zuckerberg, OpenAI’nin en iyi araştırmacılarını cezbetmek için yüz milyonlarca dolarlık tekliflerde bulundu. Bunun sonucunda bazı araştırmacılar OpenAI’den ayrıldı. CEO Sam Altman ise bu duruma kamuoyu önünde tepki gösterdi ve Meta’nın bu yaklaşımını fırsatçı olarak nitelendirdi, kültürsüz olmakla suçladı.
Ardından, AI teknolojileri üzerine odaklanan ve OpenAI’nin satın almak istediği popüler bir girişim olan Windsurf’ün başarısız satışı geldi. Google, son anda araya girerek anlaşmayı kapattı ve AI yarışında büyük bir kayıptı.
Tüm bunların üzerine, OpenAI, geliştiricilerin yoğun baskısı altında söz verdiği açık kaynaklı modellerin yayınlanmasını ertelemek zorunda kaldı. Bu durum, Meta gibi rakiplerin ücretsiz modellerini agresif bir şekilde piyasaya sürmesinin gerisinde kalındığı eleştirilerini körükledi.
İçeriden bakıldığında ise her şey kaotik görünüyordu. Yönetim tüm çalışanlara bir hafta izin verdi ve sızan belgeler, kuşatma altında bir şirketten bahsediyor, daha da kötüsü yangın yerine dönmüş bir evden söz ediyordu. Bir zamanlar dokunulmaz olarak görülen bu yapay zeka yıldızı sarsılmış gözüküyordu ve Meta’nın ivmeyi çaldığına dair algılar güçleniyordu.
Panikten Dönüşüme
Bu hafta, OpenAI nihayet kendi hamlelerini yapmaya başladı. Öncelikle, geliştiricileri memnun etmek ve açık AI ekosistemindeki önemini yeniden teyit etmek adına uzun zamandır beklenen açık kaynaklı modellerini piyasaya sürdü. Üç gün sonra ise daha büyük bir adım geldi: Piyasadaki en güçlü yapay zeka sohbet botu olarak lanse edilen GPT-5’in lansmanı yapıldı.
OpenAI, GPT-5’in, yapay zeka asistanlarına yönelik en büyük iki şikayeti ele aldığını iddia ediyor: “halüsinasyonlar” — yani sohbet botlarının güvenle yanlış bilgi vermesi — ve onları kurumsal PR dilini andıran aşırı kibar ve sıkıcı bir ton haline getiren durumlar. Şirket, yeni modelin daha hızlı, daha doğru ve ince nüanslarla dolu yanıtlar verebildiğini, aynı zamanda “Bilmiyorum” demeyi öğrenerek güvenilir bir arkadaş olmayı hedeflediğini belirtiyor.
Bağımsız testler bu iddiaları doğrulamak için gerekecekse de, bu lansman OpenAI’ye haftalar sonra ilk kez anlatıyı kontrol etme fırsatı sağladı. Şu an için yapay zekanın odağı San Francisco’da, Menlo Park’ta değil; Meta’dan OpenAI’ye geçen “rüya takımı” burada kendi modellerini geliştiriyor.
Aynı zamanda, şirket 500 milyar dolar değerlemesiyle büyük bir çalışan hisse satışı için yatırımcılarla görüşmeler yapıyor. Bu hareket, yetenek kaybını durdurmak ve “altın kelepçe” etkisi yaratmak için savunma stratejisi olarak görülüyor.
Büyük soru şu: Bu sadece iyi bir hafta mıydı, yoksa gerçek bir dönüşüm başlangıcı mı? Yapay zekanın yüksek hızlı dünyasında istikrar nadiren uzun sürer.
GPT-5 hakkında iddialı açıklamalar hala doğrulanmayı beklerken, bu haftanın mesajı oldukça netti: Rakipleri çek defterlerini açıp yetenekleri avlarken, OpenAI inşa ediyordu. Bu iki büyük lansmanla şirket, anlatıyı etkin bir şekilde geri aldı.
Yapay zekanın parlayan feneri hala San Francisco’da, Menlo Park’ta değil; burada Meta’nın yapay zeka paralı askerlerinden oluşan “rüya timi” bulunuyor. Şimdi soru şu: Bu güçlü gösteri dikkatleri dağıtmak için yeterli mi ve momentum kalıcı olarak geri kazanılabilir mi?