
Türk Telekom, yeni imtiyaz sözleşmesi ile ekonomiye 20 milyar dolarlık katkı sağlamayı hedefliyor.
Türk Telekom’un sabit hizmetler imtiyaz sözleşmesinin 2050 yılına kadar uzatıldığını duyurdu. Bu hamle, şirketin uzun vadeli yatırım planlarını daha sağlam bir temele oturtma imkanı sunuyor. Ayrıca, Türk Telekom bu dönemde gerçekleştireceği yatırımlarla Türkiye ekonomisine toplamda 20 milyar dolarlık doğrudan katkı sağlamayı hedefliyor. Yeni dönemin detayları, şirket tarafından düzenlenen bir basın toplantısında açıklandı.
Şirketin CEO’su Ümit Önal, imtiyaz süresinin uzatılmasının hem Türk Telekom hem de ülke için tarihi bir gelişme olduğuna vurgu yaptı. Önal, bu anlaşmanın sadece finansal katkı sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda dijitalleşmeye de önemli bir ivme kazandıracağını belirtti. Türk Telekom’un yatırımları, devletin ve halkın faydasına yönelik olduğunu da ifade eden Önal, bu uzun vadeli taahhütün gelecekteki dijital ihtiyaçları da kapsadığını vurguladı. Tüm bunlar, şirketin dijital dönüşüm sürecinde daha stratejik adımlar atma imkanı elde etmesine olanak tanıyor.
Türk Telekom CEO’su Önal: Fiber Yarınların Teknolojileri İçin Belirleyici
Fiber altyapı, günümüzde dijitalleşmenin temelini oluşturuyor. Türk Telekom, bu alandaki fiber uzunluğunu yıllar içinde 506 bin kilometreye çıkardı. Bu kapsamlı altyapı, milyonlarca haneye yüksek hızda internet erişimi sunarak önemli bir avantaj sağlıyor. Şirket, toplamda 33,8 milyon haneye fiber erişimi olduğunu açıkladı ve 11,5 milyon haneye 1 Gbps hızında internet hizmeti verdiğini duyurdu.
Ortalama bağlantı hızının 383 Mbps’e ulaşması, uluslararası raporlara da yansıdı. FTTH Council’in verilerine göre Türkiye, Avrupa’da en çok haneye fiber ulaştıran üçüncü ülke konumuna geldi. Ayrıca, abonelik sayısında Avrupa’da dördüncü sıraya yerleşti. Türkiye, Avrupa’nın en hızlı büyüyen beş pazarından biri olarak dikkat çekiyor. Raporlar, Türkiye’nin dijitalleşme hızında önemli bir artış yaşandığını gösteriyor.
Önal, fiber altyapının yalnızca bugünkü ihtiyaçları değil, gelecekteki teknolojileri de belirleyeceğini ifade etti. LTE baz istasyonlarının oranı yüzde 55’e çıkarılarak 2030 için öngörülen dünya hedeflerinin üzerinde bir performans sergilendi. Bu gelişme, Türkiye’nin 5G’ye yönelik hazırlığını pekiştirdi. Türk Telekom, fiber ağını 5G’nin temel yapı taşı olarak konumlandırıyor. Ancak, şirketin yatırımları yalnızca altyapıyla sınırlı değil.
Türk Telekom’un vizyonu, ulusal sınırları aşarak genişliyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde başlatılan fiberleşme süreci, bunun en somut örneği oldu. Şirket, bu yatırımlarla sadece Türkiye’ye değil, bölgeye de dijital değer katmayı amaçlıyor. Türk Telekom, kendisini bir bölgesel teknoloji oyuncusu olarak konumlandırırken, dijital gelecekte önemli bir rol oynamayı hedefliyor.
Yenilenen imtiyaz anlaşması, uzun vadeli planlamalara zemin hazırlıyor; 2030 yılı itibarıyla fiber erişimin 37 milyon haneye çıkarılması ve abone sayısının 17 milyona ulaşması hedefleniyor. Ortalama bağlantı hızının ise yedi kat artırılması planlanıyor. Bu hedeflerin teknik başarılarla birlikte ekonomik değer de yaratma odaklı olduğu görülüyor.
Bu süreçte Türk Telekom, yapay zeka, siber güvenlik, nesnelerin interneti ve veri merkezleri gibi farklı teknoloji alanlarına yatırım yapıyor. Ayrıca, geleceğin teknolojileri arasında yer alan kuantum iletişim için de hazırlıklar sürdürülüyor. Bu yatırımlar, Türkiye’nin dijital ekosisteminin güçlenmesine katkıda bulunarak, yerli teknoloji üretim kapasitesi için önemli fırsatlar oluşturuyor.
Türkiye’nin dijitalleşme yolculuğunda bu yatırımlar kritik bir rol oynamaktadır. İletişim altyapısının geliştirilmesi, pek çok sektörü etkileyecek ve eğitimden finans sektörüne kadar geniş bir yelpazede dijitalleşmeyi hızlandıracaktır. Ancak, altyapının sürekli güncel tutulması da bir gereklilik olarak öne çıkıyor. Yatırımların uluslararası rekabette avantaj sağlayacağı düşünülüyor.
Türk Telekom’un 2050’ye kadar sürecek olan yeni dönemde yapacağı yatırımlar, ülkeyi Avrupa’da daha üst sıralara taşıyabilir. Ek olarak, yerli teknolojilerin geliştirilmesi ve ihracat kapasitesinin artırılması mümkün görünmektedir. Bununla birlikte, uluslararası rekabetin de oldukça sert olduğunu unutmamak gerekir. Türkiye, güçlü fiber altyapısıyla bu yarışta öne çıkma potansiyeline sahip. Şirketin hedefleri, ülkenin dijital geleceğini güçlendirecek bir vizyon ortaya koymaktadır.