
ABD’de Trump yönetiminin hedefinde olan konular, ülkenin politik atmosferini şekillendiren önemli meseleler arasında yer alıyordu. Trump administration, özellikle göç, ticaret politikaları, sağlık reformları ve çevre düzenlemeleri gibi alanlarda yoğun tartışmalara neden oldu. Göç politikaları, sınır güvenliği ve mülteci kabulü konularında sert önlemlerle dikkat çekerken, ticaret savaşları ise Çin gibi ülkelerle olan ilişkileri gerdi. Sağlık reformları ise Obamacare’in iptali ve yerine alternatiflerin getirilmesi yönündeki çabalarla gündemde kaldı. Çevre meseleleri de Trump döneminde önemli bir tartışma konusu oldu. Paris İklim Anlaşması’ndan çekilme kararı, çevre savunucuları ve uluslararası toplum tarafından eleştirildi. Tüm bu konular, Trump yönetiminin iç ve dış politikalarını belirleyen dinamik unsurlar olarak öne çıktı. Bu süreçte, sosyal medya ve haber medya kuruluşları da önemli bir rol oynadı; Trump’ın Twitter üzerinden yaptığı açıklamalar ve basın açıklamaları, kamuoyunun görüşlerini şekillendiren unsur haline geldi. Trump yönetiminin karşılaştığı zorluklar ve bu zorluklara yanıtları, Amerikan siyaseti üzerinde kalıcı etkilere yol açtı.
ABD’nin başkent bölgesinde geçici savcılık görevini yürüten Ed Martin, Wikimedia Vakfı’na bir mektup göndererek Wikipedia hakkında tartışmaları yeniden alevlendirdi. Martin, platformun vergi muafiyeti statüsüne uygun hareket etmediğini iddia etti ve bu savını ABD Vergi Kanunu’nun 501(c)(3) maddesi üzerine inşa etti. Ayrıca, Wikipedia’nın yabancı aktörlerin propaganda faaliyetlerine zemin hazırladığı yönündeki iddialar da gündeme geldi.
Martin, sadece genel iddialarla yetinmeyip, konuyu detaylandırdı. Donald Trump tarafından atanan savcı, Wikipedia’nın tarihi olayları çarpıtarak kamuoyunu yanıltabileceğini savundu. Bunun yanı sıra, platformda dış müdahalelere karşı etkili önlemler alınamadığını ileri sürdü. Ancak, Wikimedia Vakfı’nın konuyla ilgili verdiği yanıtlar dikkat çekti.
Wikipedia, ABD’de sağ görüşlü çevrelerin hedefinde
Wikimedia Vakfı’nın Genel Danışman Yardımcısı Jacob Rogers, bu tartışmalara yazılı bir açıklamayla yanıt verdi. Rogers, Wikipedia’nın temel ilkelerinin tarafsızlık, doğrulanabilirlik ve özgün araştırmadan kaçınma olduğunu belirtti. Ayrıca, içerik denetimlerinin yaklaşık 260 bin gönüllü editör tarafından gerçekleştirildiğine dikkat çekti. Sürecin şeffaflığının herkesin denetime katılmasına imkan tanıdığını da vurguladı.
Ed Martin’in mektubu, daha geniş bir politik eğilimin parçası olarak değerlendiriliyor. Özellikle sağ görüşlü grupların Wikipedia’yı eleştirmelerinin arttığı gözlemleniyor. Bu bağlamda Elon Musk’ın geçen yıl yaptığı, “Wokepedia’ya bağış yapmayın” çağrısı da örnek gösterilebilir.
Ancak, Wikipedia’ya yönelik baskılar sadece eleştiriler ile sınırlı kalmadı. Forward.com tarafından yayımlanan bir raporda, Heritage Foundation’ın Wikipedia editörlerine yönelik hedefli çalışmalar yürüttüğü belirtildi. Raporda, editörlerin içerik üretim süreçlerini etkilemeye yönelik planların detayları yer aldı. Bununla birlikte, Wikimedia Vakfı, editörlerini korumaya yönelik yeni adımlar atmaya başladı.
Wikimedia Vakfı CEO’su Maryana Iskander, bu tehditlerle ilgili topluluğu bilgilendirdi. Iskander, dünya genelinde düzenleyici baskıların ve dava tehditlerinin artış gösterdiğini söyledi. Ayrıca, editörlerin kimliklerini korumaya yönelik yeni araçlar geliştirildiği de ifade edildi. Bu sayede gönüllü editörlerin daha güvenli bir ortamda çalışmalarının hedeflendiği belirtildi.
Bir yandan Ed Martin’in medya kuruluşlarına karşı geçmişte de benzer tehditlerde bulunduğu biliniyor. New England Journal of Medicine, CHEST Journal ve Obstetrics and Gynecology dergileri gibi yayınlar da onun hedefinde olmuştu. Martin, bu kuruluşları bilimsel tartışmalarda taraflı davranmakla suçlamıştı. Ancak bu iddiaların henüz herhangi bir hukuki sonucu olmamış gibi görünüyor.
Wikipedia’nın açık yapısı, zaman zaman güvenlik açıklarına yol açsa da, bilgiye erişimin demokratikleşmesi açısından önem taşıyor. Yine de, platform dış müdahalelere karşı kendini daha iyi koruyabilmek için çeşitli önlemler almaya çalışıyor. Yeni araçlar ve politikalar, bu mücadelede önemli bir yere sahip. Tüm bunların yanı sıra, platformun geleceği üzerindeki politik baskıların etkileri oldukça tartışılmaya başlandı.