
Fransa, Telegram CEO’su Pavel Durov’un yurtdışına çıkışını kısıtladı.
Telegram’ın kurucusu ve CEO’su Pavel Durov’un Fransa dışına çıkışına, yasal bir izin şartı getirilmiştir. 2024 yılı ağustos ayında Fransa’da gözaltına alınan Durov hakkında başlatılan hukuki süreç, yalnızca şahsi özgürlüğü değil, aynı zamanda platformun denetim uygulamalarını da derinden etkilemektedir. Durov’un adı, kara para aklama ve çocuk istismarı materyali dağıtımı gibi ciddi suçlamalarla anılmaktadır. Bu bağlamda, Fransız yetkililer, Durov’un yurt dışına çıkışını önemli ölçüde kısıtlamıştır.
Durov’un, yatırımcılarla görüşmek üzere Amerika Birleşik Devletleri’ne seyahat talebi reddedilmiştir. Yetkililer, bu seyahatin “zorunlu ve makul” olmadığı görüşündedir. Ancak, Mart 2025’te Birleşik Arap Emirlikleri’nde, vatandaşlığını sürdürdüğü bölgeye geçici olarak seyahat etmesine izin verilmiştir. Fransa’daki hukuki sürecin bu seyahatten sonra daha da karmaşık hale gelmesi beklenmektedir.
Telegram, Fransız yargısına yanıt verdi
CEO’sunun gözaltına alınmasının ardından Telegram, kamuoyuna açıklamalarda bulunmuştur. Yapılan açıklamada, platformun Avrupa Birliği yasalarına, özellikle Dijital Hizmetler Yasası’na uyum sağladığı vurgulanmıştır. Ayrıca, içerik denetimi konusunda endüstri genelinde kabul edilen uygulamaların benimsendiği belirtilmiştir. Şirket, denetim süreçlerinin sürekli olarak geliştirildiğini de ifade etmiştir.
Telegram, Eylül 2024 itibarıyla yasal mercilerden gelen talepler doğrultusunda kullanıcıların IP adreslerini ve telefon numaralarını paylaşmaya başlamıştır. Bu değişiklik, şirketin uzun süredir savunduğu uçtan uca gizlilik ilkesinden bir sapma olarak değerlendirilmektedir. Ek olarak, Aralık 2024’te Uluslararası Watch Foundation ile bir iş birliği oluşturulmuş olup, bunun amacı çocuk istismarı içeren bağlantıların Telegram üzerinde paylaşılmasının önüne geçmektir.
Bu iki adım, Telegram’ın üzerindeki yasal baskıyı azaltma niyetinin açık örnekleri olarak düşünülebilir. Özellikle Avrupa’da, dijital platformların kullanıcı içeriklerinden kaynaklanan sorumlulukları daha sıkı bir şekilde denetlenmeye başlanmıştır. Bunların yanı sıra, Telegram’ın geçmişte bu tür içeriklere karşı daha pasif bir tutum sergilediği yönünde devam eden eleştiriler bulunmaktadır. Bu nedenle, platformun son dönemde attığı adımlar yasal uyum arayışının bir parçası olarak değerlendirilmektedir.
Fransa’nın Durov’un serbestçe seyahat etmesini engelleme kararı, yalnızca bireysel bir önlem olarak görülmemektedir. Bu karar, aynı zamanda bir mesaj niteliği taşımaktadır: Dijital hizmet sağlayıcıları, platformlarında gerçekleşen yasadışı faaliyetlerden tamamen muaf tutulmayacaklardır. Özellikle çocuk istismarı ve kara para aklama gibi konular, Avrupa’daki düzenleyici kurumların odak noktasında kalmaya devam etmektedir. Durov’un liderlik ettiği Telegram, bu sorumlulukları artık daha açık bir biçimde hissetmeye başlamış görünmektedir.
Telegram’ın attığı adımların, yasal otoriteler tarafından yeterli bulunup bulunmayacağı ise zamanla netleşecektir. Avrupa Birliği’nin Dijital Hizmetler Yasası çerçevesinde daha fazla platforma yükümlülükler getirmesi beklenirken, Telegram’ın bu düzenlemelere ne ölçüde uyum sağlayacağı da dikkate alınacaktır. Bu çerçevede, Fransa’daki soruşturma yalnızca Durov’un değil, tüm teknoloji şirketlerinin sınırlarını yeniden tanımlayabilir. Yasal süreç, Avrupa’daki dijital düzenleme politikalarının yeni bir aşamasına işaret ediyor olabilir.