
Vivo, Türkiye’de 5G cihazlarını yerel ağlarla uyumlu hale getiriyor.
Mobil teknoloji üreticisi Vivo, Türkiye’nin 5G geçiş sürecine yönelik stratejilerini güncelleyerek, sadece donanım üretmekle kalmayıp, mevcut şebeke altyapılarıyla uyumlu cihazlar geliştirmeye de odaklanıyor. 5G’nin henüz tam olarak uygulanmadığı ülkelerde bile, Vivo gibi firmalar, altyapıya uygun ön hazırlıklar yaparak yeni döneme ayak uydurmayı sürdürüyor. Türkiye’de de sahaya inmeye başlayan Vivo, mobil operatörlerle işbirliği sürecine yoğunlaşıyor.
Vivo Türkiye Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Tahtacı’nın açıklamalarına göre, şirketin bu alandaki çalışmaları sadece teknik testlerle sınırlı kalmıyor; aynı zamanda operatörlerle karşılıklı iş birlikleri de geliştiriliyor. Turkcell, Vodafone ve Türk Telekom gibi büyük operatörlerle yürütülen ortak testler, cihazların şebeke uyumluluğunu gözlemlemek açısından kritik bir öneme sahip. Bu testlerden elde edilen sonuçlara bağlı olarak donanım ve yazılımda küçük düzenlemeler yapılabiliyor.

Vivo’nun Türkiye pazarındaki teknik hazırlığı, şirketin genel vizyonunun bir parçası. Çin’de yıllar önce kurulan İletişim Araştırma Enstitüsü aracılığıyla bağlantı teknolojilerine odaklanan firma, uzmanlığını farklı coğrafyalara taşıyor. 2016’dan beri faaliyette olan bu merkez, sadece cihaz üretimini değil, ağ standartlarının gelişimini de yakından takip ediyor. 2025 Şubat itibarıyla, şirketin 6000’in üzerinde 5G ve 6G bağlantı teknolojilerine dair patent başvurusu bulunuyor.
Vivo’nun Türkiye pazarına yönelik bu teknik hazırlığı, şirketin genel yaklaşımının bir uzantısı gibi görünüyor. Yıllar önce Çin’de kurduğu İletişim Araştırma Enstitüsü aracılığıyla bağlantı teknolojilerine odaklanan firma, bu konudaki uzmanlığını farklı coğrafyalara da taşıyor. 2016 yılında faaliyete geçen bu merkez, yalnızca cihaz üretimini değil, ağ standartlarının oluşum sürecini de yakından takip ediyor. Şubat 2025 itibarıyla şirketin 6000’i aşkın 5G ve 6G bağlantı teknolojileriyle ilgili patent başvurusu bulunuyor.
Vivo, 5G bağlantı sürecinde cihazlarını Türkiye’ye özgü altyapılara göre optimize ediyor
Şirketin teknik altyapısının yanı sıra, kullanıcı deneyimini değerlendirmek için de çalışmalar yürütülüyor. Tahtacı’ya göre, 5G yalnızca yüksek hızla ilgili değil; bu bağlantının cihazla kurduğu ilişkinin stabilitesi de o kadar önem taşıyor. Cihazın ısınma, enerji tüketimi ve bağlantı sürekliliği gibi unsurlar, bu süreçte hem yazılım hem de donanım açısından göz önünde bulunduruluyor. Bu nedenle, Vivo özellikle yoğun multimedya kullanımı ve mobil oyun gibi senaryolarda performans kaybını önleyecek sistemler geliştiriyor.
Bu senaryolar arasında, sıvı soğutma sistemi ön planda. Yeni nesil Vivo telefonlarında yer alan bu sistem, cihazın uzun süreli kullanımı sırasında aşırı ısınmayı önlemek amacıyla geliştirildi. Böylece kullanıcı, bağlantı hızı ve cihaz performansından aynı anda faydalanabiliyor. Türkiye gibi uzun yaz mevsimlerine sahip bölgelerde bu tür soğutma sistemlerinin önemi daha da artıyor. Şirket, bu özellikleri yalnızca üst segment cihazlarla sınırlı tutmamayı hedefliyor.
Tahtacı’nın değindiği diğer bir konu ise cihazların erişilebilirliği. Şirket, 5G destekli telefonları yalnızca belirli bir gelir grubuna değil, geniş bir kullanıcı kitlesine ulaştırmayı amaçlıyor. Bu bağlamda, farklı fiyat aralıklarına sahip modeller geliştirilmesi gündemde. Hız odaklı modellerin yanı sıra, günlük kullanımda pratikliği esas alan cihazların Türkiye pazarında ilgi göreceği düşünülüyor. Böylece 5G cihazlarının kullanımı sadece büyük şehirlerle sınırlı kalmayacak, Anadolu’nun çeşitli bölgelerine de yayılacak.
Türkiye’deki operatörlerle kurulan ilişkiler, teknik uyumun ötesine geçiyor. Ortak kampanyalar, özel cihaz serileri ve yerelleştirilmiş yazılım destekleri gibi konular da gündemde. Bu tür işbirlikleri, yalnızca şebeke testleriyle sınırlı kalmayıp, pazarlama ve müşteri destek alanlarında da etkili sonuçlar doğurabilir. Özellikle 5G’ye geçiş sürecinde, operatör ve cihaz üreticisi arasındaki koordinasyon, kullanıcı deneyimini doğrudan etkiliyor.
Bunların yanı sıra, Vivo’nun gelecek hedefleri sadece 5G ile sınırlı değil. Şirketin Pekin’deki araştırma enstitüsü, 6G çalışmalarına da devam ediyor. 2020 yılında yayımlanan iki teknik raporda, 6G’nın nasıl bir altyapıya oturacağına dair tahminler paylaşılmıştı. Bu raporlar, sadece daha hızlı interneti değil, daha kapsamlı bir iletişim biçimini de gündeme getiriyor; fiziksel ve dijital dünya arasındaki sınırların belirsizleşeceği öngörülüyor.
6G ile birlikte yalnızca cep telefonları değil, giyilebilir teknolojiler ve sensör ağları da daha fazla kullanılacak. Vivo’nun bu konuda önceliklendirdiği konular arasında veri hızının artırılması, bağlantı istikrarının yükseltilmesi ve sinyal dağıtımının iyileştirilmesi yer alıyor. Hücresiz ağ yapıları ve yapay zeka destekli iletişim sistemleri de bu çabanın diğer bileşenlerini oluşturuyor. Böylece bağlantı, yalnızca bir altyapı olarak değil, çevresel farkındalığa sahip bir sistem olarak düşünülüyor.
Genel çerçeveden bakıldığında, Vivo’nun Türkiye’ye yönelik 5G planları çok aşamalı bir süreci kapsıyor. İlk aşamada teknik uyumluluk, ardından kullanıcı deneyimi ve nihayetinde yaygınlaştırma adımları izlenecek. Cihazların yerel operatörlerle düzenli testlerden geçirilmesi, bu sürecin başlangıç noktalarından biri. Türkiye’de 5G henüz aktif olmasa da, şirket geçiş süreci başladığında hazırlıksız yakalanmak istemiyor.
Vivo’nun bugüne ve önümüzdeki yıllara dair yürüttüğü çalışmalar, mobil iletişim alanında sessiz ama kapsamlı bir hazırlığın sinyallerini veriyor. Testler, optimizasyonlar ve yazılım-donanım entegrasyonları tek bir çerçeveye oturuyor: Türkiye’de 5G cihazlarının ilk günden itibaren kesintisiz çalışabilmesi. Bu yaklaşım, cihazın iç dinamiklerinden değil, şebekenin dinamiklerinden başlayarak şekilleniyor.