Popüler Bilim

Apollo Kristalleri: Ay’ın Gerçek Yaşını Ortaya Çıkarıyor

Ay, Dünya’nın en sadık uzay dostu, gezegenimizin varlığından bu yana yaklaşık 4.5 milyar yıldır bizimle. Ancak Ay yüzeyinden alınan kristallerin yeni analizleri, uydumuzun yaşının düşündüğümüzden bile daha eski olabileceğini gösteriyor.

Uzun zamandır Ay’ın, Dünya’nın erken dönemlerinde Mars büyüklüğündeki bir protoplanetle çarpışması sonucu oluştuğu tahmin ediliyordu. Bu olay, Ay yüzeyindeki kayaçlar temel alınarak yaklaşık 4.35 milyar yıl öncesine tarihleniyor. Ay’ın evriminin zaman çizelgesini belirlemek sadece bu kayalık kürenin geçmişini anlamamıza yardımcı olmakla kalmıyor, aynı zamanda gezegenimiz ve güneş sistemimizin evrimine ışık tutuyor.

Şimdi, bir araştırma ekibi, Ay’ın yaşının tahminlerinin 4.35 milyar ile 4.51 milyar yıl arasında değiştiğini ve daha genç tarihin Ay magma okyanusunun ilk kristalleşmesinden ayrı bir yeniden erime olayını işaret ettiğini öne sürüyor. Bugün Nature‘da yayımlanan bir makalede yazdıklarına göre, yüzeydeki 4.35 milyar yıllık kayaların bolluğu, ekibi geniş çaplı bir yeniden erime olayına işaret ediyor ve Ay’ın gerçek yaşının bu tarihten biraz daha eski olduğunu düşündürüyor. Araştırmacılar, Apollo görevlerinden elde edilen zirkon kristallerinden daha eski bir yaş elde etti. Ay yüzeyinin geri kalanı yeniden erimeye maruz kalmış olsa da, bazı kristaller yüzeye yakın konumda yeniden erimeden korunmuş; bu da Ay’ın yaşının daha doğru bir kaydını tutmuş.

Ekip, Ay’ın yaşının neredeyse kesinlikle 4.53 milyar yıldan daha eski olmadığını belirtiyor, ki bu da “çekirdek oluşumunun durabileceği en erken zaman.” Araştırmacılara göre, Ay’ın oluşabileceği en erken zaman, uydudaki sonraki gelgit ısınma olayından yaklaşık 180 milyon yıl öncesi. Başka bir deyişle, eğer şu anda bildiğimiz ve sevdiğimiz Ay yüzeyi büyük ölçüde bir yeniden erime olayının sonucuysa ve Ay düşündüğümüzden daha yaşlıysa, düşündüğümüzden süper derecede yaşlı değil.

Ekip, makalelerinde, “mevcut modellerin etkilerin resetleme olayından sorumlu olduğunu desteklemediğini” belirtse de, Ay yüzeyinin bu kadar geniş çapta erimesine nelerin neden olabileceği üzerinde henüz karar verilmiş değil. Araştırmacılar, yeniden erimenin “Ay’ın yörüngesel evrimi” tarafından tetiklenmiş olabileceğini, yani Ay üzerindeki yerçekimi çekimlerinin stresi, Dünya gibi gök cisimleri ve Güneş tarafından olduğunu söylediler.

Bu yılın başlarında Nature Geoscience‘da yayımlanan bir araştırma, Ay’ın oluşumunun birkaç milyon yıl ardından adeta kendini ters çevirmiş olabileceğini öne sürdü. Yeni makale, güneş yörüngesindeki uzun süreli partnerimizin oluşum hikayesini daha da karmaşık hale getiriyor.

Uzay keşiflerinde gidecek daha çok yolumuz var, ancak insanlığı on yıllar sonra tekrar Ay’a götürecek Artemis programı, bu kayalık uydumuzun kökenlerini anlamak için önemli bir adım olacak.

Bir yanıt yazın