
Araştırmacılar, Ellerinle Kontrol Edebileceğin Bir Hologram Geliştirdi!
Bazı şirketler hologramlar üzerinde çalışıyor olsa da, kimse bilim kurgu filmlerinde gördüğümüz türden doğrudan bir etkileşimi mümkün kılmamıştı—şimdiye kadar.
Navarra Kamu Üniversitesi’nden araştırmacılar, resmi adıyla volumetrik ekranlar olarak bilinen hologramları, kullanıcıların elleriyle doğrudan manipüle edebileceği şekilde geliştiren ilk kişiler olduklarını iddia ediyorlar. Bu teknoloji, tıpkı bir akıllı telefonda simgeleri dokunarak sürüklemek gibi, sanal 3D objeleri tutup çekmeye olanak tanıyor. Eğitim ortamları, sınıflar ve müzeler gibi yerlerde pratik uygulamaları olabilir. Araştırmacılar, çalışmalarını 26 Nisan – 1 Mayıs tarihleri arasında Japonya’nın Yokohama kentinde düzenlenecek 2025 İnsan Faktörleri ve Bilişim Sistemleri Konferansı’nda sunacaklar. Bu önemli buluşu anlatan çalışma, HAL’da yayımlandı.
Geleneksel volumetrik ekranlar, yayıya benzer bir difüzör kullanır. Ekran, bu difüzörün farklı noktalarında çok hızlı bir şekilde görüntüler yansıtır, ancak gözlerimiz bu görüntülerin hepsini bir bütün olarak görür. Bu güvenilir bir 3D grafik üretse de, doğrudan manipüle edilemezler.
Üniversite açıklamasına göre araştırmacılar, “Sorun, difüzörün genellikle sert olması ve salınım esnasında elimize temas ettiğinde kırılabilir ya da yaralanmaya neden olabilir” diyor.
Bu nedenle, geleneksel volumetrik ekranlar genellikle bir güvenlik kubbesi altında sergilenir, yani izleyiciler 3D grafikleri sadece dolaylı yollardan iletişim kurarak etkileşimde bulunabilirler. Bu dolaylı etkileşimler, 3D fare kullanmak, kubbeye doğru işaret etmek veya el hareketlerini izleyen kamera sistemleri ile avatarlar aracılığıyla yapılır.
Bu güvenlik sorununu aşmak için Bouzbib ve arkadaşları, elastik bir difüzör kullandılar. Üniversitenin bir videosunda detaylandırdığına göre bu yeni tasarım, yanyana sıralanan birçok elastik şeritten oluşuyor ve kullanıcıların bu şeritlerin arasına parmaklarını sokarak difüzör salınırken 3D grafiklerle etkileşimde bulunmalarına olanak tanıyor. Elastik malzeme grafikleri bozduğundan, ekip görüntüleri gerçek zamanlı olarak ayarlamak zorunda kaldı.
Bu yaklaşımla, “işaret ve baş parmak arasında bir küpü kavrayarak hareket ettirmek ve döndürmek ya da yüzeyde yürüme hareketini işaret ve yüzük parmağıyla simüle etmek” gibi manipülasyonlar mümkün. Geleneksel, sert bir difüzörde bunu denemek isteyen biri muhtemelen parmağını kırardı.
Dahası, “doğrudan manipüle edilebilen üç boyutlu grafikler eğitici uygulamalara sahip olabilir—örneğin, bir motorun parçalarını görselleştirmek ve birleştirmek gibi,” diye belirtiyor araştırmacılar. “Bu ekranlar, ziyaretçilerin içeriğe basitçe yaklaşarak etkileşimde bulunabileceği müzelerde özellikle faydalı olabilir.”
Kısacası, Star Trek’teki holodek gibi gerçek dünyada benzeri bir teknoloji artık çok uzak olmayabilir.