
“Gerçekten Ay’a İlk Gidenler Amerikalılar Değil, Almanlar! Prof. Dr. Celal Şengör Webtekno’ya Anlattı!”
“`html
Tarih boyunca insanlık, karşılaştığı birçok zorlayıcı engeli aşmayı başardı. Bu süreçte, teknolojinin her daim büyük bir rolü oldu. İlkel aletlerden günümüzün öncü yapay zekasına kadar…
Peki, teknoloji jeolojiyi, spesifik olarak depremleri nasıl etkiliyor? Ülkemizde bu alanda neler yapılıyor? Teknolojik gelişmeleri şekillendiren büyük savaşların ne gibi etkileri var?
Tüm bunları Prof. Dr. Celal Şengör ile görüştük.
Beklenen büyük İstanbul depremine hazır mıyız?
- Aslında hafızamızdan silinmemesi gereken bir konu: Beklenen büyük İstanbul depremi. Bu konuda ülkemizdeki çalışmalar yeterli mi sizce?
”Maalesef, bu alanda teknolojik çalışmalar pek yapılmıyor. Çoğu zaman, bunu gerçekleştirenler yurtdışından gelen ve farklı alanlara yönlenmiş kişiler. Örneğin, Kandilli Rasathanesi klasik sismoloji yöntemlerini kullanıyor; bu da klasik sismograflar ve sarsıntı ölçen cihazları içeriyor. Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü’nün (MTA) kendi cihazları var. AFAD bu konuda bir şey yapıyor mu, bilmiyorum. İstanbul Teknik Üniversitesi Jeofizik bölümü kendi imkanlarıyla çalışıyor, genellikle Kandilli ile birlikte hareket ediyorlar.”
”Yapay zekânın jeoloji için önemi büyük.”
- Peki yapay zekanın jeolojiye katkıları nelerdir? Devrim niteliğinde bir buluşta yapay zekanın payı olur mu sizce?
”Elbette. Jeoloji son derece karmaşık bir bilim. Çok fazla detay var; insan zekâsı bunu tam anlamıyla kavrayamıyor. Bu noktada yapay zekanın katkısı oldukça önemli. Jeolojik haritaların analizi, jeokimya, jeofizik ve hesap analizleri gibi çeşitli alanlarda büyük fayda sağlıyor.”
”İkinci Dünya Savaşı olmasaydı Ay’a ulaşabilir miydik?”
- İnsanlık tarihi boyunca birçok savaş yaşadık. Bu savaşların teknoloji gelişiminde etkisi sizce nasıl oldu?
”Çok önemli ilerlemelerin kaydedilmesine sebep oldu. Özellikle İkinci Dünya Savaşı. Belki de bu savaş olmamış olsaydı Ay’a ulaşabilir miydik, emin değilim. Çünkü Ay’a gidişin ilk adımları Almanların V-1 ve V-2, özellikle V-2 roketleriyle atıldı. Bu roketler, atmosferin dışına çıkıp sonra hedefe geri gidebiliyorlardı. Bu projeyi gerçekleştiren isim ise Wernher von Braun’dur. Savaş sonrası esir alınarak Amerika’ya götürüldü. Amerikalılar ‘Operation Paperclip’* adında bir operasyon gerçekleştirdiler. Bu operasyonun başında Theodore von Kármán vardı. Kendisi Macar bir uçak mühendisi olup tümgeneral rütbesine sahipti. ‘Senin görevin, Almanya’da uzay teknolojisi ile çalışan işçileri toplamak’ dediler. Kármán bu insanları topladı, Amerika’ya getirdi ve bunlar Amerikan vatandaşı yapıldı; bu durum Amerikan uzay programının başlamasını sağladı.”
”Ay’daki Amerika bayrağının arkasında gamalı haç dalgalanıyor.”
”Ay’a giden Saturn V roketini de Wernher von Braun yaptı. Yani aslında Ay’a giden Amerikan astronautlar değil, Alman mühendislerdir. Amerikalılar sadece bu sürecin izleyicisi oldular. Ay’a iniş yaptığımda ben 14 yaşındaydım ve bunu babamla televizyonda izliyordum. Neil Armstrong Amerikan bayrağını Ay’a diktiği zaman babama, ”Bu bayrağa dikkat et, arkasında gamalı haç rüzgârda dalgalanıyor” dedim.”
”Dronların ortaya çıkışı bizim gibi ülkelere büyük avantaj sağladı.”
- Peki, geçmişte savaşlarda önemli rol oynayan tankların ve silahların yerini şu anda ne aldı? Yapay zekanın katkısını söyleyebilir miyiz?
”Bugün drone teknolojisi oldukça önem kazandı. Ülkeler, insanlarını riske sokmak istemiyor ve drone’lar ile birçok işlerini yürütmeye çalışıyorlar. Dronların çeşitleri mevcut ama özellikle havada hareket eden dronlar çok etkili. Her gün, Ukraynalılar ve Ruslar birbirlerine drone saldırıları düzenliyor. Dronların ortaya çıkışı, bizim gibi ülkeler için büyük avantaj sağladı çünkü üretimi ve teknoloji transferi kolay. Üzerinde çalışacak insanları yetiştirmek de daha basit; yapay zekâ günümüzdeki savaşlarda önemli bir yere sahip ve bu yer giderek artacak.”
”Atatürk bir 20 yıl daha yaşasaydı, bugün İsviçre gibi bir ülke olabilirdik.”
”Maalesef iç sorunlarla çok uğraştığımız için bu tür gelişmelere yönelme fırsatımız olmuyor. Türkiye çok geri bir ülke; çok daha kötü bir seviyedeyiz. Türkiye aslında Afganistan düzeyinde bir ülke. Türk insanı Mercedes’e biniyor ancak bu görünüş yanıltıcı. Biz Atatürk’ün mirasına sahip çıkamadık. Eğer Atatürk 20 yıl daha yaşasaydı, belki bugün İsviçre gibi bir ülke olabilirdik; fakat bir kişinin bugüne kadar etki etmesi ve onun 57 yaşında hayata veda etmesi, durumu oldukça zorlaştırıyor.”
Prof. Dr. Celal Şengör’e verdikleri cevaplar için teşekkür ederiz.
Röportaj hakkında görüşlerinizi yorumlar kısmında belirtmekten çekinmeyin.
Ayrıca bu içeriklere göz atabilirsiniz:
“`