
Gökyüzünden Düşen O Metal Halka! Hâlâ Nereden Geldiğini Bilmiyoruz
Kenya’daki bir köye düşen büyük metal bir yüzüğün üzerimize çökmesinin üzerinden iki hafta geçti ancak yetkililer hala nereden geldiğini bulabilmiş değiller. Bu olay, uzay molozlarını izlemekteki zorlukları ve sorumlulukları üstlenmenin ne kadar güç olduğunu gündeme getiriyor.
Kenya Uzay Ajansı (KSA), 2024 yılının 30 Aralık Pazartesi günü, Makueni County’deki Mukuku Köyü’ne gökten düşen gizemli bir nesnenin kaynağını hâlâ araştırıyor. Ancak tam olarak ne olduğu bugün bile bilinmiyor. İlk olarak bunun uzaydan düşen bir parça olduğu düşünüldüyse de belirli bir roket veya uyduya bağlayan somut bir delil yok.
Metal yüzük yaklaşık 8 feet (2.5 metre) genişliğinde ve yaklaşık 1,100 pound (500 kilogram) ağırlığında. İlk değerlendirmede, bu parçanın roketlerin fırlatma esnasında yükleri bağlamak için kullandığı ve ardından Dünya’ya düşen bir ayrılma yüzüğü olduğu düşünülmüş. Bu tür yüzükler genelde atmosfere yeniden girerken yanacak veya okyanusta ıssız bir bölgeye düşecek şekilde tasarlanır.
KSA’nın X platformunda yayınladığı bir açıklamada, nesnenin Hindistan Uzay Araştırma Örgütü’ne ait olduğu söylentilerini reddederek köy sakinlerine tazminat ödenmeyeceğini duyurdu. “Kenya Uzay Ajansı ve ilgili otoriteler, kapsamlı ve doğru bir değerlendirme yapmak için konuyu ele alıyor. Halkı bu tür raporlar konusunda dikkatli olmaya ve resmi bulguları beklemeye davet ediyoruz,” diye belirtti KSA.
Daha sonra suçlu olarak bir diğer aday öne sürüldü: obje 33155 (2008-034C) olarak bilinen ve V184 yolculuğunda kullanılan bir Ariane SYLDA adaptörü. SYLDA, bir yükün üstüne başka bir yük yerleştirilebilecek şekilde tasarlanan içi boş bir kabuktur ve 7 Temmuz 2008’de fırlatılmış. Uzay Kuvvetlerinin yörünge izleme ünitesine göre, bu SYLDA’nın fırlatmasından sonra jeosenkron aktarım yörüngesinde bırakıldığı ve olay günü olan 30 Aralık’ta atmosfere yeniden girdiği bildirilmiş.
Bu da yalnızca bir spekülasyon tabii. “Özellikle alçak yörüngelerde nesneleri izleme kapasitemiz çok iyi değil, bu yüzden son bir haftadayken tam olarak nerede ve ne zaman atmosfere girdiğini tahmin edemiyoruz,” diyor Harvard-Smithsonian astrofizikçisi ve uzay takibi uzmanı Jonathan McDowell bir yazısında. “Space Force tahmini gerçekten sadece bir hafta önceki verilere dayanıyorsa, yeniden girişin zamanı ve yeri hakkında pek güvenilir olamayız.”
Kanıtların yetersizliği McDowell’a bu nesnenin uzaydan düşmüş olup olmadığını sorgulatıyor. “Yüzüğün uzay kalıntısı olduğunu öne sürdüler, ancak kanıtlar zayıf,” diye ekliyor. “Yüzüğün uzatsan kalıntısı olduğuna tamamen ikna olmuş değilim.”
Hollanda’daki Delft Teknik Üniversitesi’nde astrodinamik dersleri veren Marco Langbroek, metal yüzüğün Ariane roketinin SYLDA adaptöründen gelmediği konusunda hemfikir. Ancak başka delilleri işaret ederek uzay kalıntısı olabileceğini öne sürüyor. “Fotoğraflardaki metal yüzüğün yanı sıra, mesela karbon kaplama ve izolasyon folyoları gibi uzay molozu ile uyumlu olan başka parçalar, yüzüğün kilometrelerce uzağında da bulundu,” diye bir yazısında belirtiyor Langbroek.
Bu metal halkının kökeni konusundaki süregelen gizem, düşen uzay kalıntılarının artan riskini vurguluyor. Mart 2023’te Florida’daki bir evin çatısına iki kilo ağırlığında silindir bir nesne düşmüştü. Nesne, NASA’nın 2021’de Uluslararası Uzay İstasyonu’ndan attığı eski pillerden oluşan büyük bir paletin parçası olarak tanımlandı. Evi hasar gören aile, mülk zararı için NASA’ya dava açtı. Ancak bu moloz sahipsizse, meydana gelen zarar için herhangi bir yaptırım olmayabilir.
İnsan yapımı ortalama 200 ila 400 objenin her yıl Dünya’nın atmosferine yeniden girdiği düşünülürse, bu tür uzay enkazının yerleşim bölgelerine düşme olasılığı düşük ama hala sıfır değil. Bu tür olayları düzenleyen yönetmelikler tam olarak net değil. 1972 Sorumluluk Sözleşmesi, fırlatma ülkesinin, uzay nesnesinin hem yörüngede hem de Dünya’da meydana getirdiği hasardan dolayı tazminat ödemek zorunda olduğunu belirtir. Ancak, bir şirket ya da kurum, yalnızca uzay enkazıyla ilgili bir ihmal durumu varsa sorumlu tutulur ve bu durumda neyin ihmal sayılacağı açık bir şekilde ifade edilmemiştir.
Bu belirsizlik, Kenya’ya düşen gizemli yüzükle daha da belirgin hale geliyor.