Popüler Bilim

Jüpiter’in Aurorasının Gizemli Işıltısı: Yeni Detaylı Görseller Hayran Bırakıyor

NASA’nın Webb uzay teleskobu sayesinde Jüpiter’in auroralarının yeni, muhteşem görüntüleri ortaya çıktı. Bu çarpıcı ışık şovunun, bugüne kadar hiç görülmemiş detaylarda kayıt altına alınması sağlandı. Bilim insanları, gaz devinin en son gözlemlerini kullanarak, Jüpiter’in auroralarının Webb ile Hubble teleskoplarından bakıldığında neden farklı göründüğünü araştırıyorlar.

Webb’in NIRCam (Yakın Kızılötesi Kamera) sistemi, Jüpiter’in kutuplarına odaklanarak bu dev değişken auroral özellikleri yakaladı. Dünya’da görülen auroralarla karşılaştırıldığında, bu özellikler 100 kat daha parlak.

“Auroraların ne kadar hızlı değiştiğini görmek istedik ve muhtemelen 15 dakika kadar bir süre içinde yavaş yavaş solacaklarını düşündük,” diyor Jonathan Nichols, İngiltere’deki Leicester Üniversitesi’nde araştırmacı ve Nature Communications dergisinde yayınlanan yeni bir makalenin baş yazarı. Ancak, tüm aurora bölgesinin ışıklarla haşır neşir olduğunu, bazen saniyeler içinde değiştiğini gözlemledik.”

Webb Jupiter Aurora
Jüpiter’de gözlemlenen dans eden ışıklar, Dünya’da görülenlerden yüzlerce kat daha parlak. Kaynak: NASA, ESA, CSA, Jonathan Nichols (Leicester Üniversitesi), Mahdi Zamani (ESA/Webb)

Dünya’da auroralar, Güneş’ten gelen enerjik parçacıklar gezegenin manyetik alanı ve atmosferiyle etkileşime girerek oluşur; bu durum Kuzey ve Güney Işıkları olarak bilinir. Jüpiter’in ise auroralarını oluşturan bir diğer özel kaynağı vardır. Jüpiter’in güçlü manyetik alanı, çevresinden yüklü parçacıkları yakalar ve onları yüksek hızlara çıkartır. Bu hızlı parçacıklar, bazıları Jüpiter’in yörüngesinde dönen uydusu Io’dan uzaya fırlatılırlar ve gezegenin atmosferine yüksek enerjilerle çarparak gazı harekete geçirir ve parlak hale getirir.


Webb’in Jüpiter’in auroralarıyla ilgili son gözlemlerini kullanan bilim insanları, trihidrojion adı verilen bir molekülden gelen emisyonları inceledi. Bu özel molekül, enerjik parçacıkların, bir hidrojen molekülünden bir elektron çekmesi ve ardından diğer hidrojen molekülleriyle tepkimeye girmesi sonucu oluşur. Çalışma, trihidrojion emisyonlarının, daha önce düşünüldüğünden çok daha değişken olduğunu ortaya koydu. Bu özel molekülün davranışını anlamak, bilim insanlarının Jüpiter’in atmosferinin nasıl soğuyup ısındığını daha iyi anlamalarına yardımcı oluyor.

Bilim insanları ayrıca NASA’nın Hubble Uzay Teleskobu ile Jüpiter’in auroralarının görüntülerini, Webb’in gözlemleriyle aynı zamanda çekerek ultraviyole ışıkta yakaladılar. İlginç bir şekilde, Webb tarafından gözlemlenen en parlak ışık, Hubble görüntülerinde karşılık bulamadı.

“Bu bizi şaşırttı,” diyor Nichols. “Hem Webb hem de Hubble tarafından tespit edilen parlaklık kombinasyonunu sağlamak için atmosferde çok düşük enerjiye sahip yüksek miktarda parçacık olması gerektiği düşünülüyor ki bu daha önce mümkün olduğu kabul edilmeyen bir durumdu. Bunun nasıl meydana geldiğini hala anlamış değiliz.”

Takım, Jüpiter’in auroralarını Webb ile daha aktif bir şekilde gözlemlemeyi ve elde edilen verileri, 2016’dan bu yana gaz devini detaylarıyla görüntüleyen Juno misyonundan elde edilen verilerle karşılaştırmayı planlıyor. Webb, öncesinde Jüpiter’in kuzey ve güney kutuplarındaki auroraların görüntülerini kaydederek bu parlak ışık gösterisinin kızılötesi dalga boyunda nasıl göründüğüne dair bilim insanlarına yeni bir bakış açısı sundu.

Bir yanıt yazın