Teknoloji

Apple, işletmeler için ChatGPT yönetimini kolaylaştırıyor.

Apple, iş dünyasındaki yapay zekâ eğilimlerini dikkatle takip ediyor ve şirketlerin bu teknolojiyle daha güvenli bir şekilde başa çıkabilmesi için yeni araçlar geliştiriyor. Eylül 2025’te yayımlanacak yazılım güncellemeleri ile IT yöneticileri, ChatGPT’nin kurumsal versiyonunu detaylı ayarlarla kontrol edebilecekler. Böylece güvenlik standartları ve şirket içi veri politikaları daha etkili bir şekilde uygulanabilecek.

OpenAI’ın ChatGPT Enterprise çözümü, şu anda 5 milyondan fazla işletme tarafından kullanılmakta. Bunun önemli sebeplerinden biri, şirketlerin kendi verilerini yapay zekâ tabanlı iş akışlarına doğrudan bağlayabilmesidir. Ayrıca, Apple, bu hizmeti cihazlarına entegre ederek kurumların daha hızlı ve verimli sonuç almasına olanak tanıyor. Ancak Apple’ın yaptığı bu entegrasyon yalnızca ChatGPT ile sınırlı kalmıyor; diğer yapay zekâ sağlayıcıları için de kapı aralanıyor. Bu yaklaşım, şirketlerin uzun vadeli yatırımlarını kolaylaştırıyor.

Apple, işletmelere farklı yapay zekâ sağlayıcılarını seçme olanağı sunuyor

Apple’ın yayımladığı belgeler, IT yöneticilerinin yalnızca OpenAI ile sınırlı kalmadan pek çok farklı yapay zekâ sağlayıcısını yönetebileceğini gösteriyor. Bu durum, kurumların ihtiyaçlarına göre çeşitli yapay zekâ çözümleri denemelerine olanak tanıyor. Bunun yanı sıra, aynı altyapı içinde birden fazla sağlayıcıya erişim imkânı, rekabeti ve seçim seçeneklerini artırıyor. Ancak bu esneklik, aynı zamanda doğru güvenlik ayarlarının yapılmasını da zorunlu kılıyor. Yine de, Apple’ın sunduğu kontrol mekanizması şirketlere güçlü bir denetim imkânı sunuyor.

Apple’ın cihazlarına eklenen yazma yardımı veya görsel zekâ özellikleri de benzer kontrol seçenekleriyle geliyor. Bu işlevler, IT yöneticilerine hangi özelliklerin açılacağına karar verme imkânı tanıyor. Ayrıca, Apple verilerin işlenme yöntemini şirketlere bırakıyor, yani kurumlar verileri doğrudan cihaz üzerinde veya bulut ortamında işleyebiliyor. Bu yaklaşım, hassas verilerin korunması açısından şirketlere esneklik sağlıyor.

Apple Intelligence altyapısında ise farklı bir sistem işliyor. Eğer cihazların kendi bulutu bir isteği yerine getiremiyorsa, bu talep doğrudan ChatGPT’ye yönlendirilebiliyor. Ama Apple’ın bulutu ile ChatGPT arasında doğrudan bir veri paylaşımı yok. Bu sistem, yöneticilere ChatGPT erişimini tek bir ayarla kapatma fırsatı sunuyor; bu da hem güvenlik hem de işlevsellik açısından kurumların elini güçlendiriyor.

Apple sadece yapay zekâ konusunda değil, IT yönetiminde de yeni fırsatlar sunuyor. Apple Business Manager için duyurulan API, şirketlerin bu servisi mevcut IT araçları ile entegre etmelerini sağlıyor. MDM yazılımları, envanter çözümleri ya da destek masası hizmetleri, bu API aracılığıyla daha kolay yönetilebilecek. Bu esnek entegrasyon, kurumların günlük operasyonlarını hızlandıracak; ancak bu yeniliklerin doğru bir şekilde hayata geçirilmesi için IT yöneticilerinin aktif rol alması gerekiyor.

Poco C85, büyük ekranı ve güçlü piliyle resmiyet kazandı

Cihaz yönetiminde de dikkat çekici yenilikler mevcut. Özellikle birleşme ve satın alma süreçlerinde cihazların yeni sistemlere aktarılması zaman kaybına neden olabiliyor. Apple’ın geliştirdiği yeni araçlar, bu süreci daha hızlı ve güvenilir hale getiriyor. Kurumlar, cihazlarını farklı yönetim altyapılarına daha az kesinti ile taşıyabilecek, böylece çalışanların üretkenliği korunmuş olacak.

Return to Service çözümü, yenilenen araçlar arasında önemli bir yer kaplıyor. Bu özellik, cihazların hızlıca sıfırlanıp yeni kullanıcıya devredilmesini sağlıyor. Yeni güncelleme ile birlikte uygulamaların silinmeden korunması mümkün olacak. Bu özellik, hem zaman hem de ağ trafiği açısından kurumlara avantaj sağlıyor. Tüm bu değişiklikler, IT ekiplerinin iş yükünü belirgin şekilde azaltacak.

Vision Pro için Return to Service özelliğinin kullanıma sunulması da dikkat çekiyor. Bu sayede karma gerçeklik cihazları kurumsal kullanım için daha yönetilebilir olacak. Ayrıca, Mac cihazları için getirilen yeni misafir modu, çalışanlara güvenli bir giriş deneyimi sunuyor. Çalışanlar kimlik sağlayıcıları aracılığıyla giriş yapabiliyor ve çıktıklarında tüm veriler otomatik olarak temizleniyor; bu da güvenlik standartlarının korunmasına yardımcı oluyor.

Mac bilgisayarlarda NFC desteğinin eklenmesi, çalışanların giriş sürecini hızlandırıyor. Çalışanlar, Apple Watch veya iPhone’larını kullanarak giriş yapabiliyor. Bu özellik özellikle yoğun çalışma ortamlarında zaman tasarrufu sağlarken fiziksel güvenliği artıran bir katman da oluşturuyor. Ayrıca, farklı giriş yöntemleri, şirketlerin değişen ihtiyaçlarına cevap verme imkânı sunuyor.

Eylül 2025 güncellemeleri ile birlikte bu araçların tümü iPhone, iPad, Mac ve Vision Pro cihazlarına ulaşacak. Şirketler, hem yapay zekâ entegrasyonu hem de cihaz yönetimi konusunda daha güçlü araçlarla donanmış olacak. Bu gelişmeler, işletmelerin verimliliğini artırırken güvenlik standartlarını da yükseltecek. Her ne kadar geçiş süreci bazı kurumlar için zorlu olsa da, sağlanan esneklik uzun vadede önemli yararlar sağlayacaktır.

Bir yanıt yazın