Duolingo CEO’su, yapay zekâ ile ilgili yapılan açıklamaların yanlış anlaşıldığını belirtti.
Duolingo’nun kurucusu ve CEO’su Luis von Ahn, yıl başındaki açıklamaları nedeniyle eleştirilerin merkezine yerleşti. Von Ahn, şirketin gelecekte “yapay zeka öncelikli” bir yol izleyeceğini belirtmişti ve bu durum, çalışanların işlerinin yapay zeka tarafından tehdit altında olduğu endişelerini beraberinde getirmişti. Ancak von Ahn, yaptığı yeni bir röportajda bu iddiaların gerçekleri yansıtmadığını dile getirdi.
New York Times’a konuşan von Ahn, kendi ifadelerinin bağlamından koparıldığını ifade etti. Ona göre, içeride tartışmasız bir vizyon bulunurken, bu durumun dış dünyada yanlış algılanması sürecin büyümesine sebep oldu. Borsa şirketi olmalarının, bu tür açıklamaların daha dikkatli bir biçimde değerlendirilmesini sağladığını belirtti. Ayrıca bazı yorumcuların bu yaklaşımı yalnızca kâr amacı güden bir adım olarak görmeleri dikkat çekti.
Duolingo CEO’su, çalışanların işten çıkarılmadığını belirtti
Von Ahn, hiçbir tam zamanlı çalışanın işten çıkarılmadığını ve bu durumun ileride de söz konusu olmayacağını vurguladı. Bu açıklama, sosyal medyada dolaşan “Duolingo çalışan azaltıyor” söylentilerine net bir yanıt niteliği taşıyor. Ancak, yüklenici çalışanların pozisyonlarında dönemsel değişiklikler olabileceğini kabul etti; bu durumun geçmişten gelen bir uygulama olduğunu da aktardı.
Şirketin yapay zekaya olan ilgisi devam ediyor. Von Ahn, her Cuma sabahı ekibin yapay zeka teknolojilerini denemek üzere zaman ayırdığını belirtti; bu uygulama “AI Fridays” olarak adlandırılıyor. Kısaltmanın telaffuzunun zorluğuyla ilgili de esprili bir not düştü.
Son yıllarda Duolingo’nun yapay zeka yatırımları, şirketin büyüme sürecini destekleyen unsurlardan biri haline geldi. Uygulama, GPT-4 tabanlı özelliklerle kullanıcılarına birebir sohbet pratiği yapma imkanı sunarak özellikle ücretli aboneler için cazip hale geldi. Ayrıca yapay zeka, kişiselleştirilmiş öğrenme süreçlerinde giderek daha fazla kullanılmaktadır.
Tüm bunlara rağmen, von Ahn insan emeğinin tamamen yapay zeka ile değiştirilmesine katılmadığını ifade etti. Yapay zekanın mevcut araçları tamamlayıcı bir rol üstleneceğini ve böylece kullanıcılara daha hızlı, daha kişiselleştirilmiş ve etkili öğrenme deneyimleri sunacağını belirtiyor. Ancak bu vizyonun altındaki işsizlik algısını pek çok kez yanlış bulduğunu tekrarlıyor.
Yapay zeka ile ilgili tartışmalar sadece Duolingo ile sınırlı değil; OpenAI, Google ve Meta gibi büyük şirketler de benzer eleştirilerle karşılaşmaktadır. Gelecek dönem çalışanların rollerinin ne olacağı, teknoloji gündeminin önemli bir maddesi olmayı sürdürüyor. Ancak birçok uzman, yapay zekanın insan iş gücünü destekleyici bir yönde evrileceğini düşünüyor.
Dil öğrenme uygulamaları pazarındaki rekabet giderek artmakta. Bu rekabette öne çıkmak isteyen şirketler, kullanıcı deneyimini iyileştirecek teknolojilere yatırım yapıyor. Duolingo da bu hedef doğrultusunda yapay zekadan daha fazla faydalanmayı planlıyor. Kullanıcıların kişisel öğrenme hızına ve seviyesine uygun içerikler, bu vizyonun belirgin örneklerinden biri olmaktadır.
Von Ahn’ın açıklamaları, şirketin gelecekteki planlarına dair ipuçları verirken eleştirileri de yatıştırma çabasını gözler önüne seriyor. Duolingo’nun kullanıcı sayısının artmaya devam etmesi, yapay zeka entegrasyonunun ticari açıdan başarılı sonuçlar verdiğini gösteriyor. Bu durum, şirketin uygulamalarını daha geniş kitlelere ulaştırmasına olanak tanıyor.
Eğitim teknolojilerinde yapay zekanın kullanımı önümüzdeki yıllarda daha da yoğunlaşacak gibi görünüyor. Duolingo, bu alandaki adımlarıyla kullanıcı deneyimini geliştirmeye devam ediyor. Ancak insan katkısının hâlâ vazgeçilmez bir unsur olduğu ortada. Bu nedenle, şirketin attığı adımlar teknoloji ile insan emeği arasındaki dengeyi sağlama konusunda önemli bir örnek teşkil etmektedir.
