
Güney Kore’de ilkokul ve ortaokul öğrencilerinin akıllı telefon kullanımı yasaklanıyor.
Güney Kore Ulusal Meclisi, 2026 yılından itibaren ilkokul ve ortaokul düzeyinde akıllı telefon kullanımını yasaklayan bir yasayı kabul etti. Bu düzenleme yalnızca ders saatlerini kapsıyor. Öğrencilerin okul dışında telefon kullanmalarına herhangi bir kısıtlama getirilmemiştir. Ancak, öğretmenler ve okul yöneticileri, ders sırasında öğrencilerin telefonlarını kullanmalarını engelleme yetkisine sahip olacaklar.
Yeni düzenlemenin bazı istisnaları bulunmaktadır. Öğrenciler, acil durumlar veya eğitim amaçlı uygulamalar için telefonlarını kullanabilecekler. Bu şekilde, teknolojinin yararları korunurken dikkat dağıtan unsurların etkisi azaltılmaya çalışılıyor. Aynı zamanda, okul ortamının daha güvenli ve dikkat göstermeye uygun hale getirilmesi hedefleniyor. Ancak, bu istisnaların nasıl uygulanacağı konusunda tartışmalar başlamış durumda.
Güney Kore daha önce de kısıtlamalar getirmişti
Güney Kore’de sınıf içinde telefon kullanımına getirilen kısıtlamalar aslında yeni değil. 2023 yılında yayımlanan yönergelerle, öğrencilerin derslerde cihazlarını kullanmaları belirli ölçülerde sınırlanmıştı. Bu yasa ile yerel uygulamalar artık ülke genelinde zorunlu hale geliyor. Hükümet, bu adımı eğitim ortamında standart sağlamak adına gerekli görüyor. Ayrıca, yasa ile öğretmenlerin yetkilerinin artırıldığı da anlaşılıyor.
Telefon kullanımına getirilen kısıtlamalar, toplumda bağımlılık konusundaki verilerle destekleniyor. 2024’te yapılan bir araştırma, yetişkinlerin yaklaşık dörtte birinin telefon kullanımını kontrol etmekte zorlandığını ortaya koydu. Bu oran çocuklar ve gençler arasında yüzde 43’e kadar yükseliyor. Bu veriler, bağımlılık sorununu eğitim politikalarının merkezine taşıyor. Ancak alınan önlemler, farklı toplumsal kesimler tarafından çeşitli şekillerde değerlendirilmektedir.
Yasanın karşıtları, bu düzenlemenin öğrencilerin temel haklarını ihlal ettiğini savunuyor. İletişim özgürlüğü ve mahremiyet hakkı konusundaki eleştiriler ön plana çıkarken, öğrencilerin mutluluğu arama haklarının göz ardı edildiği iddia ediliyor. Ancak, hükümet eğitim ortamını dikkat dağıtıcı unsurlardan arındırmanın daha öncelikli olduğunu düşünüyor. Bu bağlamda, bir yanda özgürlük, diğer yanda disiplin tartışmaları gündemdeki yerini koruyor.
Güney Kore’nin bu adımı, uluslararası örneklerle de karşılaştırılıyor. Fransa, Finlandiya, İtalya, Hollanda ve Çin benzer kısıtlamaları uygulamaya koydu. Diğer taraftan, ABD’de ise kararlar eyalet bazında alınıyor ve şu an 14 eyalet ders saatlerinde telefon kullanımını ciddi şekilde sınırlandırma yoluna gitmiş durumda. Bu durum, konunun küresel ölçekte tartışıldığını ortaya koyuyor.
Teknolojinin eğitimdeki rolü, uzun süredir tartışma konusu olmayı sürdürüyor. Kimileri dijital araçların öğrenmeye katkı sağladığını belirtirken, diğerleri telefonların dikkat dağıtma etkisi yarattığını ve bağımlılığa neden olduğunu savunuyor. Uzmanlar, bu çelişkinin eğitim politikalarına yansıtılması gerektiğine vurgu yapıyor.
Bu yasa, yalnızca bir yasak getirmekle kalmıyor, aynı zamanda eğitimde dijital alışkanlıkların nasıl şekilleneceğini de belirliyor. Öğrencilere teknoloji ile sağlıklı bir ilişki kurmayı öğreten programların gerekliliği sıklıkla gündeme geliyor. Ancak, bu programların yasaklarla birlikte uygulanıp uygulanmayacağı hâlâ belirsizliğini koruyor. Eğitimciler, telefon yasaklarının tek başına yeterli olmayacağını belirtirken, öğrencilere dijital disiplin kazandırmanın önemini vurguluyor.
Buna ek olarak, yeni yasanın hayata geçirilmesi süreci de çeşitli zorluklar içerebilir. Öğrencilerin telefonlarını okul dışında nasıl kullandıkları, bu sürecin başarısını etkileyebilir. Ailelerin bu düzenlemeyi destekleyip desteklemeyeceği de önemli bir nokta olarak öne çıkıyor. Eğitimde başarıyı artırma hedefinin, ailelerin sürece aktif katılımıyla gerçekleşebileceği düşünülüyor. Dolayısıyla bu yasa yalnızca bir okul meselesi değil, aynı zamanda toplumsal bir konuyu da kapsıyor.
Güney Kore’nin aldığı bu karar, dijital çağda eğitimin yönünü yeniden sorgulamaya açıyor. Bazı uzmanlar bu yasa ile sınıflarda verimliliğin artacağına inanırken, diğerleri öğrencilerin haklarının korunması gerektiğine işaret ediyor. Bu karar, diğer ülkelerde de benzer uygulamaların gündeme gelmesine neden olabilir. Eğitimde teknolojiye yaklaşımın artık daha fazla tartışılması gerektiği aşikâr.