Teknoloji

Huawei’nin çiplerine yönelik ABD kısıtlamaları, Çin’in harekete geçmesine neden oldu.

ABD ve Çin arasındaki teknoloji ve ticaret ilişkilerinde yeni bir gerginlik baş göstermiş durumda. Son olarak, Huawei’nin yapay zekâ çiplerine yönelik olarak getirilen Amerikan kısıtlamaları, Çin hükümetini sert bir yanıt verme yönünde harekete geçirdi. Çin Ticaret Bakanlığı, bu kısıtlamaları uygulayan taraflara karşı hukuki süreç başlatabileceğini duyurdu. Bu durum, daha önce olumlu sinyaller veren ilişkilerde yeniden gerilime yol açtı.

13 Mayıs’ta Washington yönetimi, Huawei’ye ait Ascend serisi yapay zekâ çiplerinin dünya genelinde kullanılmasının ABD ihracat kurallarını ihlal edeceğine dair yeni yönergeler yayımladı. Bu yönergeler, o gün kaldırılan Biden dönemi Yapay Zekâ Yayılımı Kuralı ile birlikte gündeme geldi. Çin ise bu kısıtlamaların mevcut ticaret görüşmelerine zarar verdiğini savundu. Pekin, bu durumun taraflar arasında yeni bir güven krizine yol açtığını ifade etti.

Huawei, ABD ve Çin geriliminin merkezinde

Çin’in açıklamaları, yalnızca ABD’yi değil; aynı zamanda bu yönergeleri uygulatma niyetinde olan uluslararası şirketleri de hedef alıyor. Bakanlık, Huawei ürünlerine getirilen kısıtlamaları uygulayan tüm tarafların hukuki sonuçlarla karşılaşabileceğini vurguladı. Bu tutum, Pekin’in yalnızca sözlü bir uyarı ile kalmayıp, somut adımlar atmayı düşündüğünü ortaya koyuyor. Özellikle Ascend çipleri etrafındaki çatışma, teknoloji savaşlarının daha karmaşık bir boyuta eriştiğini gösteriyor.

ABD Ticaret Bakanlığı, gelen tepkiler üzerine 13 Mayıs tarihli yönergelerde değişiklik yaptı. Bloomberg’in edindiği bilgiye göre, “dünyanın herhangi bir yerinde” ifadesi metinden çıkarıldı. Böylece kısıtlamanın kapsamı daraltılarak, küresel baskının algısını azaltma çabası güdüldü. Ancak Pekin, bu düzenlemeyi tatmin edici bulmadı ve tehdidini geri çekmedi.

Yönergedeki dil yumuşatılmış olsa da, temel mesajın hâlâ korunduğu görülüyor. Huawei’nin çiplerine dair her türlü kullanım, ABD için riskli olarak değerlendiriliyor. Bu durum, yalnızca Çin merkezli değil; küresel çip tedarik zincirinde yer alan her şirketi doğrudan etkiliyor. Bu karmaşık ortam, teknoloji sektöründeki rekabetin yalnızca yeniliklerle değil, aynı zamanda yasalarla şekillendiğini gösteriyor.

Çin, bu gelişmeleri ulusal teknoloji gelişimini sekteye uğratmaya yönelik girişimler olarak değerlendiriyor. Huawei, ABD’nin yaptırım listesinde yer almayı sürdürüyor ve bu durum, şirketin küresel büyüme stratejilerini olumsuz etkiliyor. Öte yandan, Pekin yönetimi, iç piyasada kendi yarı iletken altyapısını güçlendirmeye yönelik kararlılığını sürdürüyor. Bu kararlılık, özellikle yapay zekâ ve 5G gibi stratejik alanlarda dışa bağımlılığı azaltma çabalarıyla birleşiyor.

ABD ile Çin arasında yaşanan bu son gelişme, aslında daha geniş bir ekonomik ve teknolojik mücadeleyi simgeliyor. Her iki taraf, sadece ticari menfaatlerini değil, aynı zamanda geleceğin teknolojik hâkimiyetini de güvence altına almak arzusu içerisinde. Bu bağlamda, yapay zekâ çipleri gibi ileri teknoloji ürünleri artık sadece birer üretim aracı değil, aynı zamanda politik birer koz haline geliyor. Uzmanlar, bu gerilimin daha da derinleşebileceği görüşünde birleşiyor.

Ascend çiplerinin kullanım alanları düşünüldüğünde, yalnızca Çin merkezli firmaların değil; Batı menşeli şirketlerin de bu belirsizlikten olumsuz etkilenebileceği görülüyor. Özellikle bulut altyapısı ve yüksek performanslı bilgi işlem sistemlerine dayanan sektörler, bu kısıtlamalar karşısında yeni tedarik modelleri geliştirmek zorunda kalabilirsiniz. Çin’in hukuki tehditlerini ne kadar hayata geçireceği ise sürecin gidişatını belirleyici bir etken olacak. Ancak mevcut işaretler, Çin’in geri adım atmak yerine daha agresif bir yaklaşım sergileyebileceğini gösteriyor.

Bir yanıt yazın