
İddia: Türksat, mobil iletişim sektörüne girmeye hazırlanıyor.
Türkiye’nin uydu hizmetleri alanında faaliyet gösteren kamu kuruluşu Türksat, iletişim sektöründe yeni bir hamle yapmaya hazırlanıyor. Uzun zamandır uydu yayıncılığı ve kablo TV hizmetleriyle tanınan Türksat, artık mobil haberleşme hizmetleri sunmayı planlıyor. Bu hedef doğrultusunda gerekli yasal düzenlemelerin üzerinde çalışıldığı belirtiliyor. Bu gelişmeler, gazeteci Olcay Aydilek’in paylaştığı
Aydilek’in iddiasına göre, Türksat’ın yeniden yapılandırılmasını sağlayacak bir yasa taslağı üzerinde çalışılıyor. Bu tasarı, şirketin mevcut hizmetlerini ayrıştırmayı amaçlıyor; böylece kablo TV ve yayıncılık faaliyetlerinin ayrı birimlerde yönetilmesiyle Türksat’ın iletişim odaklı bir strateji izlemesi sağlanacak. Böyle bir yapı, kurumun GSM pazarında doğrudan bir aktör olarak yer almasına olanak tanıyabilir.
Türkiye’de mevcutta üç büyük mobil operatör bulunuyor: Turkcell, Vodafone ve Türk Telekom. Türksat’ın bu yapı içerisine dördüncü bir oyuncu olarak katılması, rekabeti köklü bir şekilde değiştirebilir. Ancak bu süreçle ilgili teknik, hukuki ve ekonomik detaylar henüz kamuoyuna açıklanmamış durumda. Böyle bir girişimin piyasa dengelerine etkisi hâlâ tartışma konusudur.
Türkiye Varlık Fonu’nun çoklu sahipliği, sektörde dengeyi etkileyebilir
Türksat’ın sermaye yapısı, durumu daha karmaşık hale getiriyor. Kurumun tamamı Türkiye Varlık Fonu (TVF) bünyesinde yer alıyor ve TVF, Türkiye’nin en büyük iki mobil operatöründe de hisse sahibi. Turkcell’in %26,2’si ve Türk Telekom’un %61,68’i doğrudan TVF kontrolünde. Bu durum, yeni oluşturulacak GSM yapılanmasının mevcut operatörlerle ilişkisini daha da karmaşıklaştırabilir.
GSM sektörü sadece lisans almakla sınırlı değil; aynı zamanda altyapı, frekans tahsisi ve kullanıcı ağı kurma gibi süreçleri de içeriyor. Türksat’ın bu alandaki stratejisi ilgiyle bekleniyor. İlk olarak, kırsal bölgelerde kapsama sağlamak için adımlar atması muhtemel. Bu yaklaşım, hem toplumsal fayda hem de siyasi destek açısından işlevsel olabilir.
Diğer yandan, Türksat’ın teknik altyapı deneyimi göz önünde bulundurulduğunda, uydu ve kablo hizmetlerinden elde edilen bilgi birikimi mobil iletişim alanında da kullanılabilir. Fakat mobil ağlarla ilgili saha operasyonları, müşteri ilişkileri ve cihaz tedarik süreçleri gibi konular ayrı uzmanlıklar gerektiriyor. Bu nedenle, kurumun dış kaynak kullanımına başvurması da gündeme gelebilir.
Türksat’ın hangi hizmet modeliyle yola çıkacağı henüz belirsizliğini koruyor. Fiyat politikası, paket seçenekleri ve müşteri hizmetleri altyapısı gibi konular hakkında herhangi bir açıklama yapılmamış durumda. Ancak, mevcut üç büyük operatörle rekabet edebilmek için farklılaşmanın kaçınılmaz olacağı tahmin ediliyor. Bu farklılık, kamu hizmeti vurgusuyla oluşturulabilir.
Yasal altyapı çalışmaları tamamlandığında, Türksat’ın mobil operatörlük başvurusu resmi olarak yapılması bekleniyor. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), bu süreçte ana düzenleyici rol üstlenecek. Türkiye Varlık Fonu’nun çoklu sahipliği göz önüne alındığında, BTK’nın rekabet hukuku çerçevesinde nasıl bir yaklaşım sergileyeceği ise tartışmalara yol açmış durumda. Hem kamu hem de özel sektör bu gelişmeleri yakından takip ediyor.
Türksat’ın iletişim hizmetlerinde daha büyük bir oyuncu hâline gelme süreci, sadece mobil altyapı projeleriyle sınırlı kalmayabilir. Genişbant internet, IoT çözümleri ve dijital hizmetler gibi alanlarda da entegrasyon sağlama hedefi bulunabilir. Böyle bir dönüşüm, Türksat’ın hizmet yelpazesini genişletirken, TVF çatısı altındaki iletişim şirketleri arasında sinerji yaratabilir. Bu çerçevede gelişmeler, kamu kontrolündeki iletişim stratejisinin yönünü daha belirgin hale getirecek.