Kodak, borç krizi uyarılarına rağmen faaliyetlerine devam edeceğini duyurdu.
133 yıllık köklü geçmişiyle tanınan Kodak, finansal raporlarındaki ifadelerle yatırımcıların kafasında soru işaretleri oluşturdu. Şirketin, önümüzdeki 12 ay içinde vadesi dolacak yaklaşık 500 milyon dolarlık bir borcu bulunuyor. Bu durum, resmi belgelerde “faaliyeti sürdürebilme” uyarısının yer almasına neden oldu. Ancak Kodak, bu ifadeye rağmen operasyonlarını durdurmayı düşünmüyor.
Kodak’ın CMO’su ve EAMER Satış Direktörü Denisse Goldbarg, bu uyarının muhasebe standartlarının bir gereği olduğunu belirtti. Goldbarg, borçların büyük bir kısmının vade tarihinden önce ödeneceğini vurguladı. Kalan yükümlülüklerin ise ya refinanse edileceği ya da yeniden yapılandırılacağı öngörülüyor. Böylece şirketin finansal yapısında belirgin bir rahatlama sağlanması bekleniyor.
Goldbarg, The Verge’e yaptığı açıklamada, bu hedefe ulaşmak için ABD’deki emeklilik fonu olan Kodak Retirement Income Plan’den (KRIP) elde edilecek yaklaşık 300 milyon doları kullanmayı planladıklarını belirtti. Bu fonun tasfiye ve geri dönüş işlemlerinin Aralık ayında tamamlanması bekleniyor. Ancak, söz konusu fon işlemi Kodak’ın doğrudan kontrolünde olmadığından muhasebe kuralları gereği “yüksek olasılıklı” olarak değerlendirilmiyor.
Kodak, fon gelirleri sayesinde borç yükünü azaltmayı hedefliyor
KRIP fonundan gelecek nakit, borçların büyük kısmının ödenmesinde katkı sağlayacak. Bu durum, Kodak’ın net borcunu neredeyse sıfıra indirgeyebilir. Ayrıca, bilanço yapısının son yıllara göre daha güçlü hale gelmesi bekleniyor. Şirket, bu sayede finansal risklerini önemli ölçüde azaltmayı planlıyor.
Tüm bunların yanı sıra, sürecin başarılı olabilmesi için fon geri dönüşünün sorunsuz yaşanması gerekiyor. Gerekli onayların alınması ve yasal prosedürlerin eksiksiz tamamlanması, bu planın uygulanmasında kritik rol oynamakta. Ancak global ekonomik koşullar, sürecin hızına ve sonucuna etki edebilecek faktörler arasında bulunuyor.
Kodak, dijital fotoğrafçılığın yaygınlaşmasıyla birlikte uzun süredir zorlu bir finansal süreçten geçiyor. Şirket, 2012 yılında iflas başvurusu yapmış ve ardından yeniden yapılanma sürecine girerek baskı teknolojileri ve ticari çözümler gibi alanlara yönelmiştir. Ancak borçlarını hafifletme çabaları kararlılıkla devam etmektedir.
Uzmanlar, Kodak’ın gelirlerini çeşitlendirecek ve sürdürülebilir hale getirecek yeni iş alanlarına yatırım yapması gerektiğini vurguluyor. Özellikle baskı çözümleri ve endüstriyel yazıcı pazarındaki rekabet, Kodak’ın uzun vadeli başarısında belirleyici bir rol oynayacak. Bu nedenle yalnızca borç yönetimine odaklanmak değil, aynı zamanda sürdürülebilir gelir stratejilerine de önem vermek hayati önem taşıyor.
Ek olarak, KRIP fonundan elde edilecek kaynakların etkin kullanımı, şirketin kredi notunu olumlu yönde etkileyebilir. Bu da Kodak’a gelecekte daha uygun finansman imkanları sunabilir. Ancak, fon gelirinin planlandığı gibi gerçekleşmemesi, şirketin yeniden finansman arayışını hızlandırabilir.
Kodak’ın mevcut durumda nakit akışını dengede tutabilmek için sıkı bir mali disiplin uygulaması da bekleniyor. Bu, olası piyasa dalgalanmalarına karşı koruma sağlamaya yardımcı olabilir. Her durumda, borç yükünün azaltılması şirketin manevra alanını genişletecektir.
Kodak’ın önündeki süreç, finansal ve operasyonel anlamda kritik bir dönem olarak değerlendiriliyor. Şirketin, borçlarını azaltma ve faaliyetlerini güçlendirme planlarının başarılı olması, gelecekteki rekabet gücünü doğrudan etkileyecek. Bu hedefe ulaşmak ise yalnızca finansal adımların değil, aynı zamanda stratejik yatırımların da başarısına bağlı olacak.
