
Microsoft, AB’nin soruşturması sonucunda Teams ile ilgili düzenlemeler yaparak milyarlarca avroluk cezadan kurtuldu.
Uzun süredir devam eden Avrupa Birliği’nin Microsoft incelemesi, şirketin gerçekleştirdiği değişiklikler sonucunda beklenen sert cezayla sonuçlanmadı. Teams uygulamasının Office paketleriyle birlikte zorunlu olarak sunulması, yıllardır Avrupa’nın yazılım pazarında tartışmalara yol açıyordu. 2020’de Slack tarafından yapılan şikâyetle başlayan süreç, 2023’te resmi bir soruşturmaya dönüştü. Avrupa Komisyonu’nun 2024’de açıkladığı ön bulgular, Microsoft’un rekabet kurallarını ihlal ettiğini ortaya koydu.
Komisyonun değerlendirmesine göre, Microsoft, müşterilere Teams’i kullanmayı reddetme seçeneği sunmadan paketler içerisinde sunarak büyük bir dağıtım avantajı elde etmişti. Ayrıca, Teams’in rakip uygulamalarla entegrasyonundaki sınırlamalar da rekabet ortamını zayıflatıyordu. Bu şartlar altında, Microsoft’un yıllık gelirinin yüzde 10’una denk gelen büyük bir ceza tehdidi gündeme geldi. Ancak süreç, Microsoft’un taahhütleriyle farklı bir yöne doğru gelişti.
Microsoft’un yeni taahhütleri Avrupa’da dengeleri değiştiriyor
Soruşturmanın resmi sonuçlanmasından önce, Microsoft, Avrupa’da Teams’i paketlerden ayırma kararı aldı. Fakat Komisyon, bu ilk adımın yetersiz olduğunu ve daha geniş kapsamlı düzenlemelere ihtiyaç duyulduğunu belirtti. Bunun üzerine Microsoft, Avrupa’daki kullanıcılarına Teams içermeyen Office 365 ve Microsoft 365 sürümlerini düşük fiyatlarla sunmayı kabul etti. Bu girişim, soruşturmanın seyrini oldukça etkiledi.
Dahası, Microsoft, Teams’in bulunduğu paketler için indirimli fiyatlar sunmama taahhüdünde bulundu. Böylelikle, Teams’in haksız bir şekilde avantaj elde etmesini engellemeyi amaçladı. Ayrıca, rakip uygulamaların Office yazılımlarıyla daha etkin çalışabilmesi için teknik engellerin kaldırılmasını da taahhüt etti. Bu değişiklikler, Avrupa’daki kullanıcılar için daha adil bir seçenek sunmaya başladı.
Komisyon, Microsoft’un taahhütlerinin uygulanabilirliğini değerlendirmek amacıyla 2024 yılının Mayıs ve Haziran aylarında çeşitli testler gerçekleştirdi. Testler sonucunda, şirketin ilk düzenlemelerinin yeterli olmadığını bulan Komisyon, ek tedbirler talep etti. Bunun üzerine Microsoft, Teams içeren ve içermeyen paketler arasındaki fiyat farkını yüzde 50 oranında artırmayı kabul etti. Bu fark, kullanıcıların Teams’siz paketlere yönelmesini kolaylaştıracak şekilde belirgin hale geldi.
Microsoft’un üstlendiği bir diğer yükümlülük, Teams’siz paketlerin reklam ve tanıtımlarında belirgin şekilde gösterilmesiydi. Böylece kullanıcılar, farklı seçenekleri daha şeffaf biçimde karşılaştırma imkânına sahip oldu. Ayrıca, Microsoft, müşterilerin Teams üzerindeki mesajlaşma verilerini dışa aktarmasına da olanak tanıdı. Bu özellik, rakip hizmetlere geçişi kolaylaştırarak rekabet ortamını destekleyici bir nitelik taşıdı.
Avrupa Komisyonu, yapılan düzenlemelerin sürelerinin de belirlenmesini sağladı. Microsoft’un verdiği genel taahhütler, yedi yıl boyunca geçerli olacak. Ancak birlikte çalışabilirlik ve veri taşınabilirliği ile ilgili yükümlülükler on yıl boyunca yürürlükte kalacak. Bu uzun vadeli takip, pazardaki dengeyi sağlamak adına kalıcı bir adım olarak değerlendiriliyor.
Denetim sürecinin şeffaf bir şekilde yürütülmesi için bağımsız bir gözetmenin atanacağı bilgisi geldi. Bu gözetmen, Microsoft’un belirlenen süre zarfında tüm taahhütlere uyup uymadığını denetleyecek ve gerektiğinde raporlar Komisyona iletilecek. Bu yapı, Avrupa’daki teknoloji pazarının daha sıkı bir denetim altında olduğunu da göstermektedir.
Microsoft bu süreçte cezadan kaçınmış olsa da, Avrupa’daki rekabet otoriteleri büyük teknoloji şirketlerini daha dikkatli incelemeye devam edecek. Özellikle Google ve Apple gibi diğer devlerin de benzer uygulamaları gündeme alınıyor. AB’nin bu yönündeki kararlılığı, dijital pazarda kullanıcıların özgür seçim yapabilmesi için kritik bir önem taşıyor. Ancak şirketlerin yeni kurallara ne oranda uyacağı ilerleyen yıllarda daha belirgin hale gelecektir.