
Oracle, veri merkezini doğalgaz jeneratörleri ile çalıştırmayı planlıyor.
Oracle, son yıllarda bulut bilişim alanındaki yatırımlarını artırarak yapay zekâ sektörüyle daha güçlü bir konumda yer almak istiyor. Bloomberg’in detaylı raporuna göre, şirketin milyarlarca dolarlık veri merkezi projeleri tüm yönleriyle gözler önüne serildi. Raporun dikkat çeken yönlerinden biri, Oracle’ın enerji tercihlerinde alışılmışın dışına çıkması oldu. Teksas’ta inşa edilecek büyük veri merkezinin doğalgaz jeneratörlerini kullanacağı bilgisi, teknoloji çevrelerinde önemli yankı uyandırdı.
Oracle’ın OpenAI ile gerçekleştirdiği iş birliği, bu projelerin gerek büyüklüğünü gerekse önemini daha net bir şekilde ortaya koyuyor. Şirket, OpenAI’ye 4,5 gigawatt işlem kapasitesi sağlayarak, bu miktarın milyonlarca hane için yetecek düzeyde enerjiye denk geldiği belirtiliyor. Bu anlaşma, Oracle’ın yapay zekâ pazarında geri adım atma niyeti taşımadığını da açıkça gösteriyor. Ancak, bu agresif yatırım politikası çevresel etkileri ve ekonomik riskleriyle tartışmalara neden oluyor. Tüm bunlara rağmen, Oracle yoluna devam etme kararlılığında.
Oracle, Teksas’ta doğalgaz jeneratörleriyle çalışan bir veri merkezi kurmayı planlıyor
Teksas’ta inşa edilmesi planlanan veri merkezinin 1,4 gigawatt kapasiteye ulaşması bekleniyor. Bu durum, onu dünya genelindeki en büyük veri merkezlerinden biri yapma potansiyeline sahip. Ancak, elektrik şebekesine bağlanmak yerine doğalgaz jeneratörlerine yönelmek, çevresel kaygıları arttırıyor. Ayrıca, enerji maliyetlerinin yılda 1 milyar doları aşabileceği ifade ediliyor. Bununla birlikte Oracle, daha hızlı ilerleyebilmek adına bu tercihini değiştirmiyor.
Enerji tercihleri, teknoloji devleri arasında farklılıklar yaratıyor. Google, Microsoft ve Meta gibi büyük şirketler nükleer enerjiye yönelirken, Oracle doğalgazı ön plana çıkarıyor. Bu değerlendirmeler söz konusu şirketlerin çevresel sorumluluk anlayışlarını da sorgulatıyor. Nükleer enerji, güvenlik risklerine sahip olsa da düşük karbon emisyonları nedeniyle cazip bir seçenek olarak öne çıkıyor. Oracle’ın seçimi ise, karbon ayak izini artırıcı bir nitelik taşıyor.
Elon Musk’ın xAI girişimi, güncel bir örnek sunuyor. Memphis’teki süper bilgisayar tesisi, metan türbinleri nedeniyle hava kirliliği iddialarıyla gündeme geldi. Bu durum, yapay zekâ merkezlerinin enerji politikalarının çevresel etkilerini açıkça gösteriyor. Oracle’ın doğalgaz tercihinin de benzer tepkileri beraberinde getirdiği belirtiliyor. Hızlı ilerlemelerine rağmen, çevresel maliyetlerin göz ardı edilemeyeceği vurgulanıyor.
Finansal açıdan değerlendirildiğinde ise durum daha karmaşık hale geliyor. Oracle, 1990 yılından bu yana ilk kez negatif nakit akışı açıkladı. Bu, şirketin agresif yatırım hızının bütçeyi zorladığını gösteriyor. Yatırımların geri dönüş süresi belirsiz olduğu sürece finansal riskler de artıyor. Yine de yönetim, yapay zekâ alanındaki rekabette geride kalmamak için bu yolu tercih ediyor.
Yatırımların sürdürülebilirliği konusundaki soru işaretleri giderek çoğalıyor. Çevre örgütleri, karbon emisyonlarını yakından takip ederken finans çevreleri de nakit akışına dikkat ediyor. Bu koşullarda Oracle’ın doğalgaz temelli seçeneğini uzun vadede sürdürmesi zorlaşabilir. Üstelik, hükümetlerin enerji tüketimine yönelik düzenlemeleri sıkılaştırma olasılığı da gündemde. Böyle bir durumda, şirketin hareket kabiliyeti daha da kısıtlanabilir.
Veri merkezleri günümüzde yalnızca teknolojik kapasiteleriyle değil, aynı zamanda enerji politikalarıyla da değerlendirilmektedir. Enerji seçimlerinin şirketlerin toplumsal imajına doğrudan etkisi bulunmaktadır. Bu anlamda Oracle’ın attığı adım, yalnızca ticari sonuçlar değil, aynı zamanda politik sonuçlar da doğurabilir. Bu durum, teknoloji sektöründe çevresel uyumlu çözümlerin önemini bir kez daha ön plana çıkarıyor. Oracle’ın tercihleri, sektörde uzun bir süre tartışılacağa benziyor.