Teknoloji

Ziff Davis, OpenAI’nin içeriklerini izinsiz bir şekilde kullanması nedeniyle hukuki işlem başlattı.

Dijital medya sektöründe önemli bir rol oynayan Ziff Davis, OpenAI’ye karşı kapsamlı bir telif hakkı ihlali davası açtı. Şirket, CNET, PCMag ve IGN gibi tanınmış medya markalarına ait içeriklerin, izin olmaksızın OpenAI’ın yapay zeka modellerini eğitmek amacıyla kullanıldığını iddia ediyor. Davada belirtilen iddialara göre, bu içerikler yalnızca kopyalanmakla kalmamış, ayrıca telif bilgileri de kaldırılmış. OpenAI’ın, yayıncının web sitelerindeki robots.txt dosyalarına rağmen verileri taradığı öne sürülüyor.

Ziff Davis’in hukuk mücadelesi, içerik sahipliği ile yapay zeka eğitimi arasındaki belirsiz sınırların olduğu bir dönemde önem taşıyor. Şirket, 45’ten fazla medya markasına sahip büyük bir dijital yayın ağı olarak biliniyor ve yılda yaklaşık 2 milyon içerik yayımlayan 3,800 kişilik bir kadroya sahip. Ziff Davis, bu içeriklerin sistematik olarak OpenAI tarafından toplandığını savunuyor. Aylık ortalama 292 milyon tekil ziyaretçi çeken bu yayınlar, medya alanında önemli bir etki yaratıyor.

OpenAI ise kamuya açık verilerle çalışmalarını sürdürdüğünü ve içerik kullanımında “adil kullanım” ilkesine uyduğunu belirtiyor. Şirket temsilcisi Jason Deutrom, ChatGPT gibi araçların insan yaratıcılığını desteklediğini ve bilimsel ilerlemelere katkıda bulunduğunu ifade etti. Ancak Ziff Davis, bu açıklamaların yetersiz olduğunu ve telif haklarıyla korunan içeriklerin böyle değerlendirilmesinin kabul edilemeyeceğini vurguluyor. Davada, şirketin içeriğinin kullanıldığı WebText veri setinden örnekler de sunulmuş durumda.

Ziff Davis, içeriğinin OpenAI tarafından kullanıldığını kanıtladı

Ziff Davis tarafından yapılan açıklamalara göre, OpenAI’ın halka açık olarak paylaştığı veri setinde, şirkete ait içeriklerden yüzlercesinin eksiksiz şekilde yer aldığı tespit edildi. Ancak bu tespitin yalnızca sınırlı bir örneklemde yapıldığı belirtildiği için, gerçek sayının çok daha fazla olabileceği düşünülüyor. Şirket, durumun hem hukuki hem de etik bir sorun teşkil ettiğini dile getiriyor. Şu ana kadar dava dosyasında yalnızca genel bulgular yer almış durumda.

Şirketin talepleri arasında, söz konusu içeriklerin kullanıldığı tüm veri setlerinin ve bu verilerle eğitilen modellerin imha edilmesi de bulunuyor. Bunun yanı sıra, OpenAI’ın içerik kullanımına kalıcı olarak son vermesi talep ediliyor. Bu dava, yalnızca Ziff Davis için değil, içerik üreten diğer dijital medya kuruluşları için de doğrudan bir etki taşıyor. Zira benzer sorunlarla karşılaşan birçok yayıncı, OpenAI ile içeriklerinin geleceği hakkında hukuki veya ticari çözümler arayışında.

Bazı medya kuruluşlarının OpenAI ile lisans anlaşmaları yaptığı biliniyor. Örneğin, The Washington Post, The Atlantic, The Financial Times ve Vox Media gibi yayınlar, içeriklerinin yapay zeka modellerinde kullanılması için çeşitli anlaşmalar imzaladı. Ancak Ziff Davis, bu yaklaşımı benimsemiyor ve bu haklarını hukuki yollarla aramakta. Şirket, lisanslama seçeneğini dışlamadığını belirtse de, mevcut koşullarda bu tür bir kullanımın telif haklarıyla çeliştiğini düşünüyor.

Tüm bunların yanı sıra, Ziff Davis bu süreçte yalnız değil. Daha önce The New York Times, The Intercept, Raw Story ve Kanada merkezli bazı medya kuruluşları da benzer gerekçelerle OpenAI’ye karşı dava açmıştı. Bu durum, yapay zeka alanındaki içerik kullanımının nasıl düzenleneceği konusunu daha da önemli hale getiriyor. Özellikle gazetecilik ve yayıncılık gibi telife dayanan sektörlerde, bu tür sistemlerin hangi verilere ne ölçüde ulaşabileceği üzerinde tartışmalar sürüyor.

OpenAI, bu gelişmeleri yakından takip ediyor ancak genel yaklaşımını değiştirmiyor. Şirket, modellerinin yalnızca kamuya açık ve erişilebilir verilerle eğitildiğini savunuyor. Ancak robots.txt dosyalarının göz ardı edilmesi, bu açıklamaların güvenilirliğini sorgulamaya açıyor. Ayrıca, içeriklerin kaynak bilgiler olmaksızın kullanılması, hem şeffaflık hem de güvenilirlik açısından yeni soruları gündeme getiriyor.

Ziff Davis tarafından açılan dava, yapay zeka şirketlerinin gelecekte hangi sınırlar içinde faaliyet göstereceğini belirlemede önemli bir rol oynayabilir. İçerik üreticileri, telif haklarının korunmasını öncelikli bir konu olarak görmekte. Öte yandan, veriye erişim, yapay zeka geliştirme süreçlerinin temel bir gerekliliği olarak kabul ediliyor. Bu iki eğilim arasında var olan gerilim, gelecekte benzer hukuki süreçlerle kendini gösterebilir.

Bir yanıt yazın