Yapay Zeka

Teknoloji Öğretmenlerin Tükenmişliğini Azaltmalı—Ama Bazen Tam Tersini Yapıyor!

Okullarda pandemiyle ilgili değişiklikleri incelemek üzere yola çıktığımızda, teknolojiyi kullanarak eğitimi iyileştirmeyi hedefleyen öğrenme yönetim sistemlerinin öğretmenlerin işlerini kolaylaştıracağını düşünmüştük. Ancak, bu sistemleri kullanan öğretmenlerin daha yüksek tükenmişlik oranlarına sahip olduğunu keşfettik.

2022 Mayıs ayında 779 ABD’li öğretmenin katılımıyla yapılan bir anket ve o yılın sonbaharında gerçekleştirdiğimiz odak gruplarına dayanan bulgularımız, 2024 Nisan ayında hakemli değerlendirmeden geçerek yayımlandı.

COVID-19 pandemisi sırasında, ülke genelindeki okullar kilitlenmişken, uzaktan eğitimi kolaylaştırmak için yeni teknolojiler benimsendi. Bu teknolojiler, eğitmenlerin ders materyallerini düzenlemelerine ve takip etmelerine yardımcı olan çevrimiçi platformlar olan öğrenme yönetim sistemlerini de kapsıyordu.

Öğrenme yönetim sistemleri kullanan öğretmenlerin, işlerindeki karmaşıklıkları azaltacağı düşünülen bu araçların aslında tükenmişlik seviyelerini nasıl artırdığını bulmak bizi şaşırttı. Oysa bu araçlar işlerini basitleştirmeli ve öğretmenlerin belgeler ve ödevleri daha iyi organize edebilmelerine yardımcı olmalıydı, çünkü her şey dijital olarak saklanacak ve dolayısıyla ev ödevlerini yazdırma ya da evde yığınla öğrenci çalışması getirme gereğini ortadan kaldıracaktı.

Ancak gerçekleştirdiğimiz odak gruplarında, veriler başka bir hikaye anlattı. Güncel görevleri yerine getiren eski yöntemlerin yerine bu sistemler sadece öğretmenlerin iş yüküne yeni bir yük olarak ekleniyordu.

Öğretmenlerden, salgın öncesinde kağıt olarak teslim ettikleri ders planlarını, sistemlerin getirilmesinden sonra hem kağıt hem de dijital ortamda, farklı formatlarda yüklemeleri istenmesi tükenmişliğe neden olan çarpıcı örneklerinden biridir.

Öğretmenlerden yeni araçları kullanmaları istenirken eskilerini de bırakmamaları sağlanırsa, bu tükenmişliğe giden bir yol haritasıdır.

Özellikle erken ilk öğretimdeki öğrenciler için öğrenme yönetim sistemleri sorunlar yaratmıştır, çünkü sistemler öğrencilerin bulunduğu seviyeye uygun değildi. Las Vegas’tan bir anaokulu öğretmeni, “Öğrencilerim saymaya ilk başladığında 10’a kadar saymakta bile zorluk çekiyor ama Canvas’a erişmek için altı haneli bir öğrenci numarasını öğrenmek zorundalar,” dedi. “Bu kesinlikle katılıyorum ki… tükenmişliğe neden oluyor.”

Teknoloji ile ilgili sorunların yanı sıra, öğretmenler yöneticilerden destek, öğretmenin özerkliği ve ruhsal sağlığı gibi unsurları da tükenmişlik göstergeleri olarak belirtti.

Neden Önemlidir?

Öğretmenlerin tükenmişliği, eğitimde sürekli var olan bir sorun ve COVID-19 pandemisi sırasında ve sonrasında daha da belirgin hale geldi.

Eğer yeni teknolojiler öğretmenlerin işlerini kolaylaştırmak için benimsenecekse, okul liderleri bu teknolojilerin iş yükünü artırmayacağından emin olmalıdır. Eğer iş yükünü artırıyorsa, öğretmen tükenmişliğin olasılığını arttırır ve bu durum da daha fazla öğretmeni mesleğinden ayrılmaya zorlayabilir.

Okullarda yeni teknolojilerin uygulanması, öğretmenliğin işini kolaylaştıracak şekilde diğer görevlerin yükünü hafifletmelidir ve sadece iş yüklerine daha fazlasını eklememelidir.

Bu çalışmanın çıkarılması gereken genel dersi, okul genelinde değişikliklerin uygulanmasında, öğretmenlerin iyi olmasının bir öncelik olması gerektiğidir.

Sırada Ne Var?

Bu araştırmanın sadece öğrenme yönetim sistemleri için değil, aynı zamanda yeni teknolojiler, özellikle de gelişen yapay zeka araçları için de geçerli olduğunu düşünüyoruz. Gelecekteki araştırmaların, yeni teknolojileri etkili bir şekilde entegre eden okulları ve ilçeleri belirlemesi ve bu başarılarından ders alması gerektiğine inanıyoruz.

Araştırma Özeti, ilginç akademik çalışmalara kısa bir bakıştır.

David T. Marshall, Eğitim Araştırmaları Doçenti, Auburn Üniversitesi; Teanna Moore, Erişilebilir Öğretim, Öğrenme ve Değerlendirme Sistemleri Araştırmacı, Kansas Üniversitesi; ve Timothy Pressley, Psikoloji Doçenti, Christopher Newport Üniversitesi

Bu makale, The Conversation sitesinden Creative Commons lisansı altında yeniden yayımlanmıştır. Orijinal makaleyi okuyun.

Bir yanıt yazın