
Zuck’un Tanrı Benzeri Yapay Zekasına Yarışında Kadınlar ve Azınlıklar Neden Geri Planda?
Mark Zuckerberg’in yeni bir misyonu var: Yapay genel zeka (AGI) geliştirmek, yani bir insan gibi düşünebilen ve öğrenebilen bir yapay zeka yaratmak. Bunun için Zuckerberg, OpenAI, Google, Anthropic, Apple gibi devlerin uzmanlarından oluşan, seçkin bir araştırmacı, mühendis ve AI uzmanı ekibi bir araya getirdi. Meta Süper Zeka Laboratuvarları (MSL) adı verilen bu yeni birim, dünyanın gördüğü en güçlü yapay zekayı inşa etmekle görevlendirildi.
Teknoloji dünyası bu ekibe “rüya takımı” diyor. Ancak dikkat çeken bir eksiklik var: çeşitlilik.
Zuckerberg’in bir notunda ve medya raporlarında şimdiye kadar doğrulanan 18 kişiden yalnızca biri kadın. Listede Siyahi ya da Latin araştırmacı bulunmuyor. Ekibin çoğu, ileri seviye okullardan mezun olmuş ve Silikon Vadisi’nin önde gelen firmalarında çalışmış erkeklerden oluşuyor. Birçoğu Asya kökenli —global teknoloji alanındaki güçlü Asya yeteneklerinin bir yansıması— fakat grup, geniş bir yelpazede arka plan ve yaşam deneyimlerinden yoksun.
İşte yeni işe alınanlardan bir kısmı:
Alexandr Wang (CEO ve baş AI görevlisi)
Nat Friedman (ortak lider, eski GitHub CEO’su)
Trapit Bansal
Shuchao Bi
Huiwen Chang
Ji Lin
Joel Pobar
Jack Rae
Johan Schalkwyk
Pei Sun
Jiahui Yu
Shengjia Zhao
Ruoming Pang
Daniel Gross
Lucas Beyer
Alexander Kolesnikov
Xiaohua Zhai
Ren Hongyu.
Zekalarından şüphe yok. Ancak hepsi benzer bir kumaştan: aynı kurumlar, aynı ağlar, aynı dünya görüşü. Bu, süper zeka kadar güçlü bir şey inşa ederken ciddi bir sorun.
Süper zeka nedir?
Süper zeka, en zeki insanların bile ötesine geçen bir AI sistemidir, akıl yürütme, problem çözme, yaratıcılık ve hatta duygusal zekada daha üstün olabilir. En iyi mühendislerden daha iyi kod yazabilir, en iyi avukatlardan daha iyi yasaları analiz edebilir ve tecrübeli CEO’lar kadar verimli şirketler yönetebilir.
Teoride, süper zeka tıpta devrim yaratabilir, iklim değişikliğini çözebilir veya trafiği sonsuza kadar ortadan kaldırabilir. Ancak, aynı zamanda iş piyasalarını altüst edebilir, gözetimi derinleştirebilir, sosyal eşitsizliği artırabilir veya zararlı önyargıları otomatikleştirebilir, özellikle de sadece onu inşa edenlerin bakış açısını yansıtıyorsa.
Bu yüzden kimlerin odada olduğu önemlidir. Çünkü bu sistemleri tasarlayan insanlar, belki bir gün toplumun büyük bir kısmını yönetecek olan algoritmalara hangi değerlerin, varsayımların ve yaşam tecrübelerinin yerleştirileceğine karar veriyorlar.
Hangi zekâ inşa ediliyor?
AI tasarımcıları yansıtır. Tarih, çeşitliliğin görmezden gelindiğinde neler olabileceğini bizlere gösterdi. Daha koyu ten tonlarında başarısız olan yüz tanıma sistemlerinden, ırkçı, cinsiyetçi veya engellilere karşı olan içerikler üreten sohbet robotlarına kadar; bu riskler hipotetik değil.
Homojen ekipler tarafından inşa edilmiş AI genellikle tasarımcılarının kör noktalarını tekrar eder. Bu bir ürün kusurudur. Ve hedef insanlıktan daha zeki bir şey inşa etmekse, bu kusurlar ölçeklenebilir.
Bu, bir tanrıyı programlamak gibi. Bunu yapacaksanız, tüm insanlığı anladığından emin olmalısınız, yalnızca dar bir kesimi değil.
Zuckerberg, AI ekibinin yapısı hakkında fazla bir şey söylemedi. Bugünün siyasi ikliminde, “çeşitlilik” çoğu zaman dikkati dağıtıcı ya da “uyanıklık” olarak reddedilirken, birkaç lider bunun hakkında konuşmak ister. Ancak sessizliğin bir maliyeti vardır. Ve bu durumda, maliyet toplumun çoğunluğunu göremeyen ya da hizmet edemeyen bir zeka sistemi olabilir.
İlerlemeye sarılmış bir uyarı
Meta, herkes için AI inşa ettiğini söylüyor. Ancak personel seçimleri bunun aksine işaret ediyor. Siyahi ya da Latin üyeler olmayan ve yaklaşık 20 işe alım arasında sadece bir kadının yer aldığı kadrosuyla şirket; geleceğin belirli bir grup tarafından, belirli bir grup için tasarlandığı mesajını -isteyerek veya istemeyerek- gönderiyor.
O zaman sorun şu olur: Bu teknolojiye güvenebilir miyiz? Makinalara önemli kararlar verdirdiğimizde, bu makinelerin insan deneyiminin tüm yelpazesini anlamasını sağlamak önemlidir.
AI’daki çeşitlilik açığını şimdi çözmezsek, geleceğin işletim sistemine eşitsizliği ekleyebiliriz.