Popüler Bilim

Bilim İnsanları, Çocukluk Çağı Astımı ile Beklenmedik Bağlantıyı Ortaya Çıkardı!

Antibiyotikler çok küçük çocuklar için çift tarafı keskin bir bıçak olabilir. Son araştırmalar, sık antibiyotik kullanımının çocuklarda astım ve alerji riskini artırabileceğini gösteriyor.

Rutgers Üniversitesi’ndeki bilim insanları, bu ay Journal of Infectious Diseases dergisinde yayımlanan çalışmaya öncülük etti. Araştırma, iki yaşından önce antibiyotik verilen çocukların, ileride astım ve alerji teşhisi konulma olasılığının daha yüksek olduğunu buldu, özellikle de bu antibiyotikleri daha fazla almışlarsa. Araştırmacılar, bu bulguların antibiyotiklerin dikkatli bir şekilde yönetilmesi gerektiğine dair yeni bir öneri sunduğunu belirtiyor.

Süper Belsoğukluğun Yükselişi

Antibiyotikler bakteriyel enfeksiyonlara karşı en etkili silahımız. Ancak bilim insanları, bu ilaçların bazı riskler taşıdığını uzun zamandır biliyorlar. Bakteriler, zamanla bu ilaçlara karşı direnç geliştirmeyi öğreniyor ve antibiyotik direnci günümüzün en acil halk sağlığı sorunlarından biri haline gelmiş durumda.

Bir diğer risk de mikrobiyomla ilgili. Vücudumuzda ve içimizde yaşayan, genellikle zararsız ve çoğunlukla yararlı bakterilerin bulunduğu bir mahalleye benzer. Birçok antibiyotik, geniş spektrumlu olup, bu dost bakteriler de dahil olmak üzere farklı bakterileri öldürebilir. Antibiyotiklerin neden olduğu bu geniş çaplı hasar, mikrobiyom’u rahatsız ederek diğer sağlık sorunlarımızın riskini artırabilir.

Bazı araştırmalar, antibiyotiklerin mikrobiyomu bozmasının çocuklar için daha zararlı olabileceğini, kullanımlarının kronik astım gibi durumlarla ilişkilendirildiğini öne sürüyor. Ancak Rutgers araştırmacılarına göre, geçmiş çalışmalarda küçük örneklem büyüklükleri ve hesaba katılması gereken pek çok değişken gibi kısıtlamalar vardı. Araştırmacılar, yeni çalışmalarında bu problemleri en aza indirmeye çalıştılar.

Araştırmacılar, İngiltere’de doğan bir milyondan fazla çocuğun sağlık kayıtlarını inceledi. Ayrıca çocukları ve kardeşlerini ayrı analiz ederek benzer çevresel ve genetik geçmişe sahip çocukları karşılaştırma fırsatı buldular.

Genel olarak, araştırmacılar, iki yaşından önce antibiyotik kullanımının, astım, besin alerjisi ve alerjik rinite (saman nezlesi) yakalanma riskinin daha yüksek olmasına yol açtığını buldular. Ayrıca genel olarak antibiyotik kullanımı ile zihinsel yetersizlik arasında da olası bir bağlantı gördüler. Olumlu tarafta, inceleme yapılan diğer birçok durum, örneğin otizm spektrum bozukluğu, çölyak hastalığı, tip 1 diyabet veya anksiyete ile antibiyotikler arasında bağlantı bulamadılar.

Bu tür araştırmalar, antibiyotiklerin bazı küçük çocuklarda astım tetikleyici olduğunu kanıtlayamaz, ancak bir korelasyon önerebilir. Fakat araştırmacılar, diğerlerinden daha fazla antibiyotik alan çocuklarda astım riskinin daha yüksek olduğunu gözlemlediler, ki bu da bir doz-yanıt etkisinin kanıtıdır. Aynı model, araştırmacılar çocukları sadece kardeşleriyle karşılaştırdıklarında da görülmüştür ve bu da nedensel bağlantıyı daha da güçlendirmektedir.

Diğer çalışmalar, antibiyotiklerin sıklıkla gereksiz yere reçete edildiğini göstermiştir, özellikle de bakteriler dışında bir neden olabilecek enfeksiyonlar için ki bu çocuklarda da bir sorun olabiliyor. Örneğin, 2020’deki bir çalışma, çocuk hastanelerinde antibiyotik verilen çocukların dörtte birinin muhtemelen ihtiyacı olmadığını buldu.

Dolayısıyla, antibiyotikler ve bazı kronik çocukluk çağı hastalıkları arasındaki bağlantıları doğrulamak için daha fazla araştırma gerekebilir, ancak alınacak mesaj aynı kalmalı: Bu hayati ama risksiz olmayan ilaçları, belki de çocuklarda olduğundan daha sıkı kontrol etmeliyiz.

“Antibiyotikler önemli ve bazen hayat kurtaran ilaçlardır, ancak genç çocuklardaki tüm enfeksiyonların antibiyotikle tedavi edilmesi gerekmemektedir,” diye belirtiyor Rutgers Robert Wood Johnson Tıp Fakültesi ve Rutgers Halk Sağlığı Okulunda pediatri ve epidemiyoloji doçenti olan baş yazar Daniel Horton, üniversiteden gelen bir açıklamada. “Ebeveynler, çocuklarının en iyi bakım yolu hakkında doktorlarıyla görüşmeye devam etmelidir.”

Bir yanıt yazın