Bilim İnsanları Yeni Keşfedilen Mosasaur Fosilinin Sahte Olabileceğinden Şüpheleniyor
2021 yılında bilim insanları, Fas’taki bir madende Kretase dönemi bir çene kemiği ve tuhaf dişlerin keşfiyle yeni bir mosasaur türü tanımladı. Ancak tek bir sorun var—bu kalıntılar sahte olabilir.
Kanada’daki araştırmacılar, 2021’de yeni bir soyu tükenmiş deniz sürüngeni türünü tanımlamak ve tarif etmek amacıyla kullanılan fosilin otantikliği hakkında şüphe uyandırdılar. 16 Aralık’ta The Anatomical Record dergisinde yayınlanan analizleri, önceki araştırmada yer alan tutarsızlıklara dikkat çekerek çenenin geçerliliğini doğrulamak için yeni CT taramalarının yapılması gerektiğini savunuyor.
Eğer bu şüpheler doğru çıkarsa, “yayınlanmış literatürde bunun sahte olduğunun kurulması gerekir,” diye belirtti yapılan çalışmanın başında yer alan University of Alberta’dan Henry Sharpe Live Science.
Our rebuttal to “Xenodens” is now published open-access in The Anatomical Record: this bizarre “shark-toothed” mosasaur is likely both a forgery and nondiagnostic (🧵) pic.twitter.com/9s1UWMYJaw
— Hank Sharpe (@Paleoartologist) December 17, 2024
Mosasaurlar dev deniz kertenkeleleriydi ve bazı bireyler 17 metre (56 fit) uzunluğa kadar ulaşabiliyordu. 2021 yılındaki çalışmanın araştırmacıları, yeni mosasaur türünü dört keskin dişin bulunduğu ve Fas’taki bir fosfat madeninden çıkarılan eksik bir çene kemiğine dayandırdılar.
“Yeni mosasaurid, çok sayıda küçük, kısa, bıçak benzeri dişin testere gibi bir kesme kenarı oluşturacak şekilde yerleştirildiği bir dental batarya (diş dizilimi) sergiliyor” dedi 2021 çalışmasının lideri Bath Üniversitesi’nden Nicholas R. Longrich. Bu hipotez, Sharpe ve ekibini daha yakından inceleme yapmaya sevk etti.
Sözde X. calminechari çenesindeki hayatta kalan iki diş, tek bir diş yuvasında yer alıyor—bu, bilinen diğer çoğu mosasaur dişi ve çene düzenlemeleriyle çelişiyor, çünkü her diş kendi yuvasında büyüyor. Mosasaur diş yuvaları, çenenin kemiğinden ziyade bireysel dişlerin kemiğinden gelişiyor, diyor yeni çalışmaya katkı sağlayan University of Alberta’dan Michael Caldwell. Bu da her dişin kendi yuvasına sahip olması gerektiği anlamına geliyor.
“Bu dişlerden biri eridiğinde ve düştüğünde, büyük bir çukur kalıyor. Bunun nedeni, bir sonraki dişin o deliğe girip tüm o dokuları yeniden oluşturacak şekilde sağlam bir şekilde çene içine yerleştirilmesidir.” dedi Live Science’a. Ayrıca, Sharpe’ın ekibi “olası yapıştırıcı madde” varlığını öne sürüyor ve iki diş üzerinde belirli bir tür dokunun üst üste gelmesi gibi alışılmadık bir bulgunun sahtecilik göstergesi olabileceğini belirtiyorlar, çalışmaya göre.
Dişlerin kendisi dışında, çenenin Fas’ın Khouribga bölgesinde keşfi, “Fas’taki birçok manipüle edilmiş veya sahte örneğin bulunduğu bir alandan bilimsel olmayan yollarla (teknik gözetim olmadan) elde edildi”ğinden dolayı potansiyel şüpheli koşullarda gerçekleşmiştir.
Araştırmacılar, dişlerin ve çenenin iki farklı canlıya ait olabileceğini belirtiyorlar, ancak kalıntıların CT taramaları bu şüpheleri giderebilir. Bu tekniğin X. calminechari fosiline uygulanıp uygulanmayacağı veya başkalarını bunu yapmaya ikna edip edemeyecekleri ise yakın gelecekte belli olacak. Şimdilik, garip dişli yeni mosasaur hakkındaki alıntılara dikkatle yaklaşılması öneriliyor!
