Ciddi Ortamlarda Şaka Yapma İhtiyacı: Beyin Sağlığını İşaret Ediyor Olabilir (Endişelenmeyin, Her Şakacıda Böyle Olmaz)
“`html
Eğer “evet” dediyseniz, bu şu anlama gelebilir: Nadir bir nörolojik durum yaşıyor olabilirsiniz. Bazı insanlar gerçekten de şaksız duramazlar.
Mizahın beyinle bağlantılı
İnsan beyni, yıllardır aynı karmaşaya sahip.
Bilim dünyası, üzerinde birçok çalışma yapmış olsa da hala gizemli noktalar var. Özellikle beynin frontal lobundaki küçük bir hasar, kişinin karakterini değiştirebilir. Bu değişimlerden biri, Witzelsucht olarak bilinir ve kişiyi durmaksızın şaka yapma dürtüsüne sürükler.
Sürekli şaka yapma isteğinin bilimsel bir dayanağı bulunmaktadır. Peki, beynimizde ne tür bir hasar var ki bizi komedyen yapmaya çalışıyor?
Bu durum, 2016 yılında bir kişide tespit edildi.
Aklına gelen şakaları yazıya döken bir adam, 50 sayfa dolusu espri ile doktoruna başvurdu. Genelde müstehcen veya çocukça olan bu şakalar, ona büyük keyif veriyordu.
Nöroloji alanı bu durumu “Witzelsucht” olarak tanımladı.
1890 yılında Alman nörolog Hermann Oppenheim, literatüre bu terimi kazandırdı. Frontal lob hasarı olan hastalar bazen uygunsuz espriler yapmaya başlayabiliyor.
Benzer bir olay 1929’da yaşandı. Nörolog Otfrid Foerster, bir ameliyat sırasında hastasının beynini uyarmasıyla, hasta birden Latince, Yunanca, İbranice ve Almanca kelime oyunları yapmaya başladı.
Witzelsucht, moria adı verilen başka bir durumla ilişkilendiriliyor.
Moria, kişilerin neden yokken aşırı neşeli olması ve her durumda gülme eğilimiyle tanımlanır. Her iki durum da beynin orbitofrontal korteks adı verilen karar verme ve sosyal davranışları düzenleyen bölgesindeki hasar ile bağlantılıdır. Bu bölgede bir hasar, kişinin içsel dürtülerini kontrol edememesine yol açabilir.
63 yaşındaki bir hasta, başından aldığı darbe nedeniyle beynin sağ ön lobunu kaybetti. Daha önce depresyonle mücadele eden bu kişi, ameliyattan sonra tam bir neşe kaynağı haline geldi. Çünkü bu nadir durumu yaşıyordu.
Peki tedavi mümkün mü?
Witzelsucht için standart bir tedavi protokolü yoktur. Nörolog Mario Mendez, 2005 yılından bu yana bu alanda çalışmakta ve çoğu vakada antidepresanlar denendiğini belirtmektedir. İlaçlar etkili olmazsa epilepsi ya da antipsikotik ilaçlar deneyebilmekte; ancak bunlar, yalnızca semptomları hafifletmekte kalıyor.
En ufak bir travma, beynimizin ne kadar hassas ve önemli bir yapıya sahip olduğunu gösteriyor. Bu nedenle sosyal ilişkileriniz açısından dikkatli olmanın önemi büyüktür.
İlginizi çekebilir:
“`