Popüler Bilim

Gerçeküstü Kehribar Fosilleri, Kretase Döneminde Böcekleri Terörize Eden ‘The Last of Us’ Mantarı Gösteriyor

Popüler video oyunu The Last of Us ve onun spin-off HBO dizisinde, insanlar cordyceps adı verilen, konakçılarını zombilere dönüştüren parazitik bir mantara karşı hayatta kalma mücadelesi veriyor. Hem oyunda hem de dizideki enfeksiyonlar abartılı biçimde yansıtılsa da bu mantarlar tamamen hayal ürünü değil. Aslında, yeni bir çalışma, bazı türlerin dinozorlar çağından beri var olduğunu öne sürüyor.

Çin’in Yunnan Üniversitesi’nde paleontoloji doktorası yapan Yuhui Zhuang liderliğindeki uluslararası bir araştırma ekibi, 99 milyon yıllık amber içine hapsolmuş iki cordyceps enfeksiyonlu böcek buldu. Fosilleşmiş sinek ve karınca pupası, dinozor çağı olan Kretase dönemine kadar uzanan, hayvan patojenik mantarların en eski fosil kayıtlarından bazılarıdır. Dahası, bu böcekler, bilim dünyası için yeni olan iki mantar türüyle enfekte olmuştu ve bu türlere şimdi Paleoophiocordyceps gerontoformicae ve Paleoophiocordyceps ironomyiae isimleri verildi. Araştırmacılar sonuçlarını 11 Haziran’da Proceedings of the Royal Society B dergisinde yayımladı.

Zhuang, CNN’e şöyle konuştu: “Genel olarak, bu iki fosil oldukça nadir, en azından gördüğümüz on binlerce amber örneği arasında. Sadece birkaç tanesi mantar ve böcek arasındaki simbiyotik ilişkiyi koruyabilmiş.”

Amber, 2017’den beri fosil amber araştırmaları nedeniyle şiddetli çatışmalara sahne olan Myanmar’ın kuzeyinden geldi. Çalışmada belirtilene göre, yazarların kullandığı numuneler 2017 öncesinde satın alındı ve bildikleri kadarıyla herhangi bir çatışmaya karışmadılar.

Zhuang ve meslektaşları, fosilleşmiş böcekleri optik mikroskoplarla inceledi ve mikro bilgisayarlı tomografi adı verilen bir X-ışını görüntüleme tekniği kullanarak onların 3D görüntülerini oluşturdular. Bu, böceklerin enfeksiyonlarına dair şaşırtıcı ayrıntıları gün yüzüne çıkardı.

Araştırmacılar, keşfedilen yeni mantar türlerinin, genelde zombi-karınca mantarı olarak bilinen bir türü de içeren Ophiocordyceps cinsine ait olduğunu belirledi. Bu ismi almasının nedeni, konakçısının davranışlarını kontrol edebilmesi. Enfeksiyonun son aşamasında, mantar böceğin beynini ele geçirip, onu daha fazla güneş ışığı ve sıcaklık olan yüksek bir yere yönlendirir—spor üretimi için ideal koşullardır. Böcek öldüğünde, mantar başından çıkar ve yeni kurbanları enfekte edecek sporlar salmaya başlar.

Fosilleşmiş sinek bu durumda korunmuştu, P. ironomyiae‘nin spor üreten yapısı başından çıkıyordu. Tipik bir geç dönem Ophiocordyceps enfeksiyonu genellikle düz ve şişmiş uçlu bir spor üretici yapıya sahipken, P. ironomyiae‘nin yapısı gelişmemiş ve dokuluydu. Karınca pupası ise P. gerontoformicae ile enfekte olmuştu ve daha da sıradışıydı. Mantar pupanın başından değil, mikrop devresine karşı salgı üreten metapleural bezinden çıkıyordu. Araştırmacılara göre, bilinen herhangi bir Ophiocordyceps türü arasında böyle bir şey daha önce gözlemlenmemişti. Bu farklılıklar, karşılarında daha önce hiç görülmemiş iki tür olduğunu işaret ediyordu.

Araştırmacılar bu mantarların yapılarını ve büyüme desenlerini bilinen Ophiocordyceps türleriyle karşılaştırdıklarında, bunların bu cinse ait olduklarını gösteren açıkça belirgin özellikler buldular ancak bilinen hiçbir türle eşleşemediler. Günümüz Ophiocordyceps türlerinden aldıkları DNA kullanarak filogenler—genus’un evrimsel tarihinin görsel bir temsilini—oluşturdular ve yeni bulunan türlerin akrabalarından hangi noktada ayrıldığını tahmin ettiler.

Bu analiz, Ophiocordyceps‘in geçmişine daha derin bir bakış açısı sundu ve erken Kretase döneminde ortaya çıktığını, başlangıçta böceklerle enfekte olduğunu önerdi. Ardından, kelebekler, güveler ve diğer böcekleri—arılar ve karıncalar da dahil—enfekte edecek biçimde evrimleşti. Araştırmacıların sonucuna göre, böcek konak türlerinin patlayıcı çeşitliliği ve bolluğu, Kretase döneminde yeni Ophiocordyceps türlerinin hızlı bir şekilde ortaya çıkmasını sağladı.

Londra Doğal Tarih Müzesi tarafından sağlanan bilgiye göre, parazitik mantarların evrimsel tarihini birleştirmek, antik örneklerin zayıf olması nedeniyle zor bir görev olarak kabul ediliyor. Araştırmaya katkı sunan kurumlardan biri olan müzenin bilim insanı Edmund Jarzembowski, bir ifadede şöyle dedi: “Bugün doğa dünyasında gördüğümüz tuhaflıkların bazıları, dinozorların çağına ait zirvede de varmış. Keşif, son derece uyumlu olan bu mantar patojenlerinin ortaya çıkışına nadir bir bakış açısı sunuyor.”

Bir yanıt yazın