Gizemli Yıldızlararası Cismin Kökeni Hakkında Yeni Araştırma Teorileri Altüst Etti
Gökbilimciler son zamanlarda güneş sistemimize giren yıldızlararası cisim 3I/ATLAS üzerinde kafa yoruyor. Bu muhtemel kuyrukluyıldızın buraya nasıl geldiğini ve daha da merak uyandırıcı olan, nereden geldiğini anlamaya çalışıyorlar.
Sadece üçüncü kez keşfedilen bir yıldızlararası cisim olan 3I/ATLAS, bizim sistemimizin ötesindeki güneş sistemlerini incelemek için nadir bir fırsat sunarken, uzaktaki galaksilerin bir anlığına ulaşılabilir hale gelmesini sağlıyor.
Yeni çalışmadan önce, Samanyolu’nu bir tür göksel sandviç gibi hayal edin: İçinde yıldızlar ve tozla dolu ince bir disk var, bunun dışında ise farklı kimyaya ve bileşime sahip olan ve daha eski yıldızları barındıran şişkin kalın bir disk bulunuyor. 3I/ATLAS’ın ilk gözlemleri, kökeninin bu kadim şişkin katmanda olduğunu gösteriyordu, ancak yeni bir çalışma bu teoriyi tamamen değiştiriyor.
Bir yıldızlararası yolculuğun izleri
Shanghai Jiao Tong Üniversitesi’nden Yiyang Guo liderliğindeki bir gökbilim ekibi, 3I/ATLAS’ın mevcut yörüngesini ve yakındaki yıldızların yörüngelerini analiz ederek kökenini izlemeye çalıştı. Önceki bulgular, bunun Samanyolu’nun kalın diskinden geldiğini, ki bu bölge galaksinin en eski yıldızlarının %10’unu içeriyor, gösteriyordu. Ancak Guo’nun çalışması, bu hafta başında arXiv‘de yayınlanan, bu görüşü çürütüyor ve galaksinin ince diskine işaret ediyor.
Sonuca ulaşmak için, Guo ve ekibi öncelikle 3I/ATLAS’ın ve 30 milyon yakındaki yıldızın geçmiş yörüngelerini izleyerek, herhangi birinin cisimi yıldızlararası uzaya fırlatacak kadar yakın geçip geçmediğini araştırdı. Bu, yıldızlararası obje oluşumu için yaygın bir mekanizmadır. Göksel bir cisim, örneğin bir asteroit veya kuyrukluyıldız, bir gezegen veya yıldız ile karşılaştığında, yerçekimi kuvveti onu ev yıldız sisteminden fırlatabilir. Araştırmacılar 3I/ATLAS’ı fırlatan yıldızı tespit edebilirse, cismin tam olarak nereden geldiğini bilebilirler.
Çıkmazın üstesinden gelmek
Yıldızlardan 25 tanesinin, 3I/ATLAS’a 1 parsek (3.26 ışık yılı) kadar yaklaştığını belirlediler. Bu, teorik olarak objeyi yuvasından atmak için yeterince yakın, ancak yıldızların hızları bunu yapacak kadar düşük değildi. Genel olarak, araştırmacılar bu yıldızların yerçekimsel etkilerinin cismin hızı veya yönü üzerinde çok az etkisi olduğunu sonucuna vardılar.
Bunun üzerine, araştırmacılar farklı bir yaklaşımla, cismin mevcut hareketini analiz ettiler ve hız dağılımının ince disk’teki yıldızlarınkiyle büyük ölçüde benzeştiğini ortaya koydular. Yakındaki yıldızların çoğunun ince diskte olması ve bu veriler, 3I/ATLAS’ın muhtemelen buradan geldiğini öne sürdü.
Gizem çözüldü mü? Henüz değil
Bulunanlar, 3I/ATLAS hakkında ortaya çıkan kafa karıştırıcı detayların en yenisi. Örneğin, cismin çekirdeğini çevreleyen gaz ve toz bulutu olan koma, şimdiye kadar herhangi bir kuyrukluyıldızda gözlemlenen en yüksek karbondioksit su oranlarından birine sahip. Bu, cismin güneş sistemimizden daha yüksek radyasyon seviyelerine sahip bir ortamda ya da bir yıldızın protoplanetary diskinin CO2 buz çizgisine yakın oluşmuş olabileceğini düşündürüyor.
Geçtiğimiz Ağustos ayında Şili’deki Gemini South teleskobu tarafından çekilen ve yeni yayınlanan görüntüler, 3I/ATLAS’ın Güneş’e doğru hızla yol alırken giderek daha aktif hale geldiğini ortaya koyuyor. Bu, astronomların önümüzdeki haftalarda cismin özellikleri ve kökeni hakkında daha fazla veri toplamasına yardımcı olacak.
