“Kaydırmaktan Vazgeçemediğimiz Reels’lerin Beynimizdeki Etkilerini Fark Edince Alışkanlıklarınızı Değiştirebilirsiniz”
Kısa, eğlenceli, sürükleyici videolar günümüzde popüler tüketim alışkanlıkları arasında yer alıyor.
Ancak bilimsel veriler, sonsuz kaydırma seanslarımızın beynimize olan etkilerini sert bir şekilde ortaya koyuyor!
Odak süremizin geldiği son nokta nedir?
Ekranda kalma sürelerimiz üzerine yıllardır araştırmalar yapılmakta. 2004 yılında yayımlanan bir çalışmaya göre ortalama 150 saniye boyunca bir ekranda kalıyorduk.
Akıllı telefonlar ve sosyal medyanın hayatımıza girmesiyle bu sürelerde ciddi bir düşüş yaşandı. Son yıllarda yapılan başka bir çalışma, bu sürenin 47 saniyeye düştüğünü gösteriyor. Bu kesin bir fark, değil mi?
Kısa videolar dikkat süremizi nasıl etkiliyor?
Her yeni video izlediğimizde dopamin, yani mutluluk hormonu, salgılanarak kısa süreli bir zevk yaşıyoruz. Ancak bu sürekli uyarım haline geldiğinde beynimiz hızlı bilgi akışına alıştırılmakta ve uzun süreli dikkat gerektiren görevlerde performansımız düşmektedir. Dopamin her zaman olumlu bir şey olmayabilir.
Anlamsız kaydırmalar, abur cubur alışkanlıkları ve sevdiğimiz şeyleri aşırı satın alma gibi etkiler de ortaya çıkıyor.
Dijital demans ve unutkanlık baş göstermeye başlıyor.
Sürekli kısa ve hızlı içeriklere maruz kalmak, beynimizin bilgi işleme kapasitesini olumsuz etkiliyor. Genç yaşlarda unutkanlık ve odaklanma sorunları belirginleşiyor. Kısa ve uzun süreli hafıza üzerindeki olumsuz etkilerine dair araştırmalar mevcut.
Örneğin, kısa video izleyen katılımcıların videodan önce okudukları hikayelerden alıntıları hatırlamakta zorluk çektiklerini gösteren bulgular var. Bu çalışma, 10 dakikalık bir video için yapıldı ancak kısa videolar, özellikle de reels’ler de benzer etkilere sahip olması üzerine durulmakta.
Bir başka araştırmanın odağı ise akşam izlenen videolar. Yatmadan önce video izlemek, hafızaya daha fazla zarar verdiği yönünde.
Yaratıcılığımız da olumsuz etkiler alıyor.
Eğer yapay zekâya bağımlı hale geldiyseniz ve yaratıcılığınızın gerilediğini düşünüyorsanız, bu durumun kaynağı kısa videolar olabilir.
Bir araştırma, sosyal medyada fazla zaman geçirmenin yaratıcı düşünme ve problem çözme yeteneklerimize zarar verdiğini gösteriyor. Böyle bir durumda çözümü yapay zekada aramaya başlıyoruz.
Dijital detoksun önemine bir kez daha vurgu yapıyoruz.
Gördüğünüz gibi, sosyal medya ve kısa videoların beynimize etkileri düşündüğümüzden daha derin. Kitap okumak, doğada yürüyüş yapmak veya meditasyon gibi aktivitelerle kendinizi geliştirebilir ve dijital detoks yapabilirsiniz.
Bu konuyla ilgiliyseniz, içeriklerimizi inceleyerek hayatınıza yeni bir başlangıç yapmayı düşünebilirsiniz.
Reels kaydırırken hem eğleniyoruz hem de bilgi edinmeye çalışıyoruz; ancak bu aktivitenin de fazlası zarar. Gerçek dünya ile dijital dünya arasında bir denge kurarak yaşam kalitemizi artırmalıyız.
Siz günde kaç saatinizi bu tür videolara ayırıyorsunuz?