Google DeepMind, 3D Dünyalar Yaratabilen Genie 2 Modelini Tanıttı!
AlphaGo’nun ardındaki Google DeepMind, yeni bir yapay zeka modeli olan Genie 2’yi duyurdu. Bu model, tek bir resim istemine dayanarak etkileşimli 3D dünyalar yaratabiliyor. Genie 2, klavye ve fare kullanarak dinamik ortamlarda etkileşim kurmayı sağlıyor, bu da yapay zekanın eğitilmesi ve test edilmesi için fırsatlar sunuyor.
Kontrol Edilebilirlik: Genie 2, klavye ve fare girdilerini algılayarak kullanıcıların veya yapay zekanın çevre ile etkileşime girmesini sağlıyor. Örneğin, ok tuşlarına bastığınızda, karakterin hareket etmesi gerektiğini anlıyor. Ayrıca ağaçlar veya bulutlar gibi nesnelerin yanlışlıkla hareket ettirilmemesini sağlıyor.
Uzun Görsel/Ufuk Hafızası: Genie 2, görünmeyen bölümleri bile hatırlayıp işleyerek simülasyonun daha gerçekçi hissedilmesini sağlıyor.
Anında Oluşturulabilen Yeni İçerikler: Zamanla dünyanın tutarlılığını sürdürerek yeni ve uyumlu içerikler yaratabiliyor, ortamların her zaman ikna edici bir şekilde gelişmesini sağlıyor.
Genie 2, ayrıca fizik, yerçekimi ve aydınlatma gibi karmaşık etkileşimleri modelleyip karakterleri canlandırabiliyor ve oynanamayan karakterlerin davranışlarını simüle edebiliyor.
Karşıolgusal Simülasyon: Sistem, aynı başlangıç noktasından farklı yollar oluşturabiliyor. Bu özellik, araştırmacıların farklı sonuçları incelemelerine olanak tanıyarak eğitim için çeşitli deneyimler simüle etmeyi mümkün kılıyor.
Gerçek Dünyadan Oluşturulmuş Görüntüler: Genie 2, sadece bilgisayar ürünü görüntülerle sınırlı kalmayıp, rüzgarda savrulan çimen veya akan su gibi doğal unsurları simüle ederek gerçek dünya fotoğraflarını da rehber olarak kullanabiliyor.
Genie 2 gibi yapay zekalar, gelecekte istediğimiz her türlü görüntü veya videoyu oluşturabilecek seviyeye gelebilir. Ancak bu tür yapay zekaların, istenilen çıktıları elde edebilmesi için önceden bu tür içeriklerle eğitilmesi gerekiyor. Bu da doğal olarak telif hakkı veya özel hayatın gizliliği gibi sorunlar doğuruyor. Genellikle internetten toplanan veri kümeleri üzerinde eğitilen bu modeller, bazen telif hakkıyla korunan materyalleri de içerebiliyor.
Teknoloji şirketlerinin, sanatçıların veya oyun tasarımcılarının en büyük kaygılarından biri de kullanıcı verilerinin nasıl toplandığı. Benzer davaların bu tür yapay zeka araçlarında da ortaya çıkacağı gayet anlaşılır bir durum. Bu yüzden, şirketlerin, yüksek kaliteli içerikler yaratmak için insanların verilerini nasıl kullanacakları halen büyük bir merak konusu.