Bilim İnsanları Kansere Karşı Beklenmedik Bir Silah Keşfetti: Yağ Hücreleri
Vücut yağlarımız, kanserle olan sonsuz mücadelemizde gizli bir silah haline gelebilir. Bu hafta yayımlanan yeni bir araştırma, yağ hücrelerinin tümörleri kelimenin tam anlamıyla aç bırakan bir tedaviye dönüştürülebileceğini öne sürüyor.
California Üniversitesi, San Francisco’daki bilim insanları tarafından yürütülen bu araştırma, Salı günü Nature Biotechnology dergisinde yayınlandı. Çeşitli deneylerde, yeniden tasarlanan ve implante edilen bej yağ hücrelerinin beş farklı kanser türünün büyümesini engelleyebileceğini buldular. Araştırmacılar, bulguların kansere karşı yeni ama göreceli olarak kolay bir mücadele yöntemi işaret edebileceğini söylüyor.
Vücudumuzda üç geniş türde yağ hücresi bulunabilir: beyaz, kahverengi ve bej. Beyaz yağ hücreleri öncelikle enerjiyi depolamaya yardımcı olurken, kahverengi yağ hücreleri ise soğukken şeker ve yağ yakarak vücut sıcaklığımızı sabit tutar. Bej yağ hücreleri ise gerektiğinde hem beyaz hem de kahverengi yağ hücrelerinin işlevlerini yerine getirebilme yeteneğine sahiptir.
2022’de yapılan bir araştırma, soğukla uyarılan kahverengi yağ hücrelerinin kanser hücrelerinin büyümek için ihtiyaç duyduğu kaynakları emebileceğini öne sürdü. Ancak sadece küçük bir yüzdesi kahverengi olan yağ hücreleri, bu anti-tümör etkisini tetiklemek için gerekli olan soğuk terapinin çoğu kanser hastasında kullanılması güvenli olmayabilir (2022 çalışmasında detayı verilen tek insan vakası nispeten hafif non-Hodgkin lenfoma durumundaydı). UCSF araştırmacıları, bu etkiyi güvenli bir şekilde yeniden oluşturabilecekleri ve beyaz yağ hücrelerini bej yağ hücrelerine dönüştürebilecekleri teorisini ortaya atmışlardı – bilim insanlarının artık düzenli bir şekilde yapmayı öğrendiği bir dönüşüm.
Araştırmacılar, hücrelerini yeniden programlayarak yeni bir yağ hücresi türü oluşturmak için CRISPR adı verilen gen düzenleme teknolojisini kullandı ve UCP1 adı verilen belli bir gen üzerine odaklandılar. Bu hücreler bazen, belirli kanserlerin özellikle iştahla tüketmek istediği besinleri tercih edecek şekilde de modifiye edildi.
Petri kaplarında, farelerde ve gerçek hastalardan alınan örneklerde yapılan çeşitli deneylerde araştırmacılar, mühendislik ürünü yağ hücrelerinin kanser büyümesini baskıladığını buldu. Sonuç olarak, bu yağ hücreleri en az beş farklı kanser hücresine (kalın bağırsak, pankreas, prostat kanserleri ve iki tip meme kanseri) karşı etki gösterdi ve hücreler, tümörlerden oldukça uzak yerleştirildiğinde bile çalışıyor gibiydi.
“Özetlemek gerekirse, sonuçlarımız belirli kanserler ve hastalar için geliştirilebilecek ve özelleştirilebilecek bir kanser tedavi yaklaşımı, [adipöz manipülasyon transplantasyonu] için kanıt sağlıyor,” diye yazdı araştırmacılar makalelerinde.
Ekip, sadece bir başlangıç noktası elde etti. Daha fazla çalışmanın bu sonuçları tekrarlaması ve genişletmesi gerekecek, ancak o zaman yağ hücrelerinin pratikte bir kanser tedavisi olup olamayacağını kesin olarak öğrenebileceğiz. Araştırmacılar, deneysel tedavilerinin hem potansiyelinden hem de uygulanabilirliğinden cesaretlenmiş durumdalar. İtiraf etmek istemesek de, yanımızda oldukça fazla vücut yağ taşıyoruz ve doktorlar bu yağları alıp bazen başka yerlere taşımayı uzun zamandır biliyorlar.
“Yağ hücrelerini liposuction yoluyla zaten rutin olarak çıkarıyor ve plastik cerrahi ile geri koyuyoruz,” dedi UCSF İnsan Genetiği Enstitüsü direktörü ve kıdemli araştırmacı Nadav Ahituv, üniversitenin bir açıklamasında. “Bu yağ hücreleri, laboratuvarda kolayca manipüle edilebilir ve güvenli bir şekilde tekrar vücuda konulabilir. Bu da onları hücresel tedaviler, kanser dahil olmak üzere çekici kılan bir platform haline getiriyor.”
Eğer ekip, çalışmalarını sürdürürse, bir gün yağ hücreleri sadece kanser tedavisi için değil, aynı zamanda kan şekeri seviyelerini izleme veya fazla demirin emilmesi gibi başka görevler yapmak için de programlanabilir.