Popüler Bilim

Diyabet Tedavisinde Dev Çözüm: Dışkı Tedavisi ile Yeni Umutlar!

Az miktarda bağışlanmış dışkı, tip 1 diyabetli insanlar için büyük farklar yaratabilir. Yakın zamanda yayınlanan bir araştırma, dışkı mikrobiyota transplantasyonunun (FMT), kronik bu hastalığa sahip kişilerdeki gastrointestinal sorunları hafifletebileceğini öne sürüyor.

Danimarka’daki Aarhus Üniversitesi Hastanesi’nden araştırmacılar, tip 1 diyabetli kişilerde FMT’nin küçük, rastgele, çift kör ve plasebo kontrollü bir denemesini gerçekleştirdi. Plasebo grubuyla karşılaştırıldığında, FMT alan kişilerde gastrointestinal semptomlarda önemli bir azalma görüldü ve büyük komplikasyonlar yaşanmadı. Araştırmacılar, bu sonuçların, FMT’nin diyabet bakımına etkili bir ek olabileceğine dair erken kanıtlar sunduğunu belirtiyorlar.

Tip 1 diyabet, insülin üreten pankreas hücrelerinin yok edilmesiyle karakterize edilen bir otoimmün hastalıktır. İnsülin olmadan, insanların kan şekeri seviyeleri sürekli ve tehlikeli bir şekilde yükselir. Diyabetli kişiler sentetik insülin ve diğer ilaçlar alarak kan şekerlerini yönetebilirler, ancak bu durum yine de diğer sağlık sorunları riskini artırır ki bunlar arasında gastrointestinal problemler de bulunur.

Bir takım araştırmalar, tip 1 diyabetli kişilerin bağırsak mikrobiomlarının önemli ölçüde farklı olduğunu ve bu farkların kişilerin diyabetlerinin gelişmesine veya kötüleşmesine katkıda bulunabileceğini göstermiştir. Bu durum, bir kişinin bağırsak mikrobiomunu bir donörün mikrobiomuyla değiştirmeyi amaçlayan FMT’nin, özellikle gastrointestinal semptomlarla ilişkili diyabet sorunlarını hafifletmek için kullanılabileceğine yönelik spekülasyonlara yol açmıştır.

Deneme için, araştırmacılar orta ila şiddetli gastrointestinal sorunları olan 20 tip 1 diyabetli kişiyi işe aldı. Gönüllülerin yarısı başlangıçta donör dışkısını içeren 25 haplık bir tedaviye tabi tutulurken, geri kalanına plasebo verildi (ikinci ve daha sonraki tedavi turlarında tüm hastalara FMT uygulandı).

Araştırmacılar, önce FMT alan hastaların gastrointestinal semptomlarında placebo alanlara göre daha büyük bir azalma olduğunu buldular. Çalışmada yer alan ölçümlerden biri de 0’dan 100’e kadar puanlanan Hasta Gastrointestinal Semptom Şiddet İndeksi idi. FMT grubundaki kişilerin bu ölçümdeki medyan puanı 42’den 25’e düşerken, plasebo grubundaki kişilerin medyan puanı 47’den 41’e düştü. Ayrıca FMT sonrasında insanların mikrobiomlarında fark edilebilir değişiklikler tespit edildi. Daha da önemlisi, her iki gruptan bildirilen yan etkilerde önemli bir fark yoktu – bu da FMT’nin genel güvenliğinin bir göstergesi olarak değerlendirildi. Başlangıçta plasebo grubunda bulunanlar da FMT’ye geçtikten sonra semptomlarında iyileşme yaşadı.

“Bulgularımız, FMT’nin tip 1 diyabetli hastalarda bağırsak semptomlarının tedavisinde mevcut yaklaşımdan köklü bir dönüşüm sağlayabilecek potansiyel yeni bir terapötik seçenek olabileceğini göstermektedir,” diye yazdı araştırmacılar, çalışmaları geçtiğimiz ay eClinicalMedicine dergisinde yayınlanan makalelerinde.

Bulgular, küçük bir örneklem grubuna dayanmaktadır, bu yüzden bu semptomlara sahip kişiler için FMT’nin uygulanabilirliğini doğrulamak için ek, daha büyük çalışmalar gerekecek – ki bu henüz garanti değil. Şu anda, FMT’nin, bakteri Clostridioides difficile’nin neden olduğu tekrarlayan bağırsak enfeksiyonlarını güvenilir bir şekilde tedavi etmeye yardımcı olduğu bilinmektedir. Ancak diğer bağırsakla ilgili sağlık sorunları için FMT’yi test eden çalışmalar şimdiye kadar karışık sonuçlar sağlamıştır. Yine de, araştırmacılar tip 1 hatta belki tip 2 diyabetli kişilere fayda sağlayabileceği konusunda umutludur.

“Bilgimize göre, bu çalışma, FMT’nin [Clostridioides difficile] enfeksiyonunu tedavi etmedeki kanıtlanmış etkinliğinin ötesindeki en umut verici klinik etkisini temsil etmektedir,” diye belirttiler. “Bu açıdan bakıldığında, FMT, çok şiddetli semptomları olan bir grup hasta için uygulanması kolay, iyi tolere edilen ve verimli bir tedavi olarak umut vaat ediyor.”

Bir yanıt yazın