Popüler Bilim

Göz Tedavisinde Çığır Açan Yöntem: Lazer Olmadan Gözlüksüz Yaşamak Artık Mümkün!

“`html

Göz sağlığında uzun yıllardır uygulanan yöntemler arasında lazer destekli cerrahiler önemli bir yere sahip. Fakat bu yöntem, korneadan doku çıkarılmasını gerektirdiği için her hastaya uygulanamıyor. Bilim insanları, görme kusurlarını düzeltmek için daha az müdahale gerektiren alternatif bir yöntemi geliştirmek üzerinde çalışıyor.

Gözlüklerden kurtulmak isteyenlerin en çok tercih ettiği yöntemlerden biri olan LASIK göz ameliyatı, korneadan doku alınması nedeniyle her hastaya uygulanamayabiliyor. Araştırmacılar ise şimdi yenilikçi bir yöntem deniyor: lazersiz, kesisiz, yalnızca bir dakikada görme kusurlarını düzeltebilecek bir teknik.

American Chemical Society toplantısında tanıtılan bu yeni teknoloji “Elektromekanik Yeniden Şekillendirme” ya da kısaca EMR olarak adlandırılıyor. Temel mantığı, göze düşük voltajlı elektrik akımı vererek platin kaplı özel bir lens ile korneanın yeniden şekillendirilmesidir. Bu esnada kornea geçici olarak yumuşuyor, kalıba göre şekil aldıktan sonra tekrar sertleşip yeni formunu korumaktadır.

İnce korneaya sahip kişiler için umut verici bir yöntem

görmek

Bu yöntemin ilk denemeleri tavşan gözleri üzerinde gerçekleştirildi ve miyopiyi simüle eden testlerde olumlu sonuçlar elde edildi. Yöntemin dikkat çekici yanı, LASIK göz cerrahisinde olduğu gibi korneadan doku alınmaması; sadece mevcut dokunun yeniden şekillendirilmesidir. Bu durum, ince korneaya sahip hastalar için büyük bir avantaj sunmaktadır. Bunun yanı sıra, EMR aynı zamanda kimyasal maddeler nedeniyle oluşan kornea bulanıklıklarının tedavisinde de umut verici bir seçenek olarak değerlendirilmektedir.

Henüz bu yöntem sadece laboratuvar ortamında test edilmiş durumda. İnsanlar üzerinde uygulanabilmesi için daha fazla gelişmeye ihtiyaç var. Öncelikle deneylerin yapılması, ardından FDA onayı ve klinik testlerin tamamlanması gerekecek. Ayrıca araştırmanın finansmanı konusunda belirsizlikler mevcut. Ancak uzmanlar, önümüzdeki 10 yıl içerisinde bu yönteminin gerçek bir tedavi seçeneği olabileceğini öngörüyor.

“`

Bir yanıt yazın